04.01.2023

Penceremin karşısındaki ağacın pencereme bakan dalında duruyordu. Her nedense tamamen ona odaklanmıştım. Vücudunun her kıpırtısına… Kanat seslerini kulağımın dibindeymiş gibi yakından duyuyordum. Kendimi kurtarmak için arkamı döndüm. Sonra geri dönüp camı sertçe kapadım. Zihnimde bir ses duydum tam o an:
“Fırsatı kaçırdın! Oysa sana bir karga olma fırsatı verecektim. Buradan uçup gidecektin. İstediğin yere…”
Camı tekrar açtım. Karga oradaydı. Gözlerinin içine bakıp bekledim.
“Peki,” dedi ses ve…
Bir kargaydım artık. Penceremdeki çaresiz gözlerimle kendim olmayan bana bakıyordum. Benim hatalarımın sorumluluğunu bu karga mı alacaktı yani! Onunla yer değiştirmiş olmalıydık.
“Evet,” dedi. Ses gamsızdı. Ben de öyle olmaya karar verdim. Bu fırsatı kaçıramazdım. Bir kargayken hata yapamazdım herhâlde değil mi? Hem karga anlayamayacaktı ona ne olduğunu. Bense bir karganın vücuduna sahip olmuş bir insanken onu çok daha iyi değerlendirecektim.
Uçtum…
Bu kez de bir kafesteydim. Bir kargayken de hata yapabiliyormuş insan, anlamıştım.
Hem de aynı hatayı yapmıştım.
Üçüncü kez…
Başkasının malına, vücuduna ve bir kez daha malına göz dikmiştim. Bir karganın vücudunu çalacak kadar alçalmıştım. Bilinmez bir suç ortağım olsa da suçu ben işlemiştim.
Aniden zihnimde konuşan iki ses işittim. Birbirleriyle konuşuyor, beni yok sayıyorlardı. Seslerin ikisi de devasa, birisi aşinaydı.
“Ben sana demiştim! Hiçbir şey fark etmeyecek! Hep aynı hata! Hep aynı hatayı yapıyorlar.! Çağlar boyunca!”
“Belki cezalandırılırsa…”
“Fark etmeyecek! Fark etmeyecek! Onları hiç yaratmamalıydım!”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir