10.01.2021

Bilmiyorum ki… Neden bu kadar yalnız olduğumu bilmiyorum. Yalnız olduğumdan acı çektiğimi biliyorum ama.
Toprağım az olsa da bana yetiyor. Başkalarına yetmediği için yalnız olsam gerek. Boyum çok kısa galiba. Öyle demişti bir gün rüzgâr. En azından onun ve güneşin söylediklerini anlayabiliyorum. Güneş acı çekiyormuş yanmaktan, öyle dedi bana. Zaten hep çığlık atarak konuşuyor. Sesi çok kalın. Rüzgâr da hep fısıldıyor. Ah… Ben de hep yakınıyorum galiba. Rüzgâr diğerlerinden haber göndermeyi teklif etti, ben de kabul ettim; ama diğerleri o kadar meşgulmüş ki, ona sadece “olur,” demişler. Bana hiçbir şey yollamak akıllarına gelmemiş. “Merhaba”mı bile karşılamamışlar. Ya da o curcunada arada kaynamış. Rüzgârın da bir sürü işi var, ne yapsın.
Hem aramızda hiçbir temas olmadan “merhaba” deseler ne olacak ki…
Yalnızım işte. Bunu kabul etmem en iyisi.
Güneş zayıf olduğumu söyledi. Etrafımda çok şey varmış, bana ulaşamıyormuş. Onun için de zayıf kalmışım böyle. Tevekkeli değil böyle titrek hissediyorum kendimi. Tıpkı rüzgarın yapraklarımı titretmesi gibi, enerjisizlikten titriyorum ben de.
Rüzgâr bana diğerlerinin konuşmalarını iletiyor.
Eh, bu da bir şeydir…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir