20.11.2018

Birinin haberi olmadan onu sevmek… Tuhaf, olmaması gereken bir şey yapmak gibi. Sanki arkasından konuşmak, sanki gizlice telefonlarını dinlemek, sanki…
Ne bileyim işte, hakkına girmek gibi bir şey…
Habersiz sevmek, iftirayla bir sanki. Yapmadığı bir şeyi yapmış olduğunu söylemektir ya iftira etmek… İşte habersiz sevmek de … sanki öyle bir şey. Yapmadığı bir şey için sevmek birisini. Olmadığı bir kişiymiş gibi yaparak…
Ah William… Dediğin ne kadar doğru. Hoşumuza giden bedenlere hayal ettiğimiz ruhlar giydirmektir habersiz sevmek. O bedenin ruhunu hiçe sayarak belki de. Anlamaya bile çalışmayarak… Tabii çalışmayarak; çünkü sen sevginden bahsetmemişsen, aslında ona hiç yaklaşmamış, onu hiç anlamaya çalışmamış, sevgini ona söyleyecek kadar güvenmemişsindir.
İşte bana da öyle olmuştu. Habersizce sevilmiştim. Daha kötüsü tarafınca sevildiğim şahsı, habersizce sevmiştim ben de.
Evet…
Film gibi değil mi?
Öyle de bitti zaten. Sevgilerimizi, gizlenen, gizlendikçe kokan ve duyarsızlaştığımız için kokularının farkına bile varamadığımız sevgilerimizi, fark etmiş; birbirimizin sevgisinin kokusundan burnumuzu kırıştırmış ve hemen uzaklaşmıştık.
Daha kötüsü, en azından onu sevmeye, nasıl sevmek denirse buna, devam etmiştim.
Onu hiç sevmediğimi, onun sevgi olmadığını bile bile…
Hala pis kokan o şeye ‘sevgi’ diye diye…

Yorumlar

  1. Platonik aşklar öyledir. Bir Hayali sever insanlar aslında. Tanıdıkça, hayal kırıklığına uğrar. Aşk ilan edildikten sonra gerçeğe dönüşür ya da biter. Diğer türlüsü bir seraptır Belkide. O ara orada mıdır bilinmez..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir