12.07.2019

Çocuk, çamurla oynuyordu. Aslında o kadar da küçük bir çocuk değildi. On dört yaşındaydı. Bir çay bahçesinde garson olarak çalışıyordu okuldan çıktıktan sonra. Canı istediğinde kil alıyor, canı istemezse de kendisi yapıyordu. Akşamları, ne kadar yorgun olursa olsun bunun için zaman ayırıyordu. Bir kömürlük dolusu şey vardı kendi elleriyle yaptığı. Bu aralar satranç taşlarına merak sarmıştı. Bir satranç taşı üzerine, kendi elleriyle yaptığı taşlarla oynuyordu satrancı. Taşları karşı taraf yedikçe o da onları kırıyor, kömürlüğün toprak zemininde açtığı çukurun içine atıyordu. Her oyun bitişinde takımı tekrar yapıyordu. Kalan taşları tamamlayarak… Çukur dolduğunda, kurumuş kili yumuşatacak, yenilmiş, kırılmış taşları birleştirerek kendi …

Okumaya Devam Et

04.07.2019

“Uçurumun dibinde yepyeni bir dünya var,” diyorlardı. Yıllardır herkes böyle der, iştahımı kamçılardı. Öbür dünyadan bahsetmiyorlardı hem de. Bu dünyadan umudumun kalmadığı zamanı beklerdim. Hatta kollardım… Umutsuzluk için bahaneler yaratmaya çalışırdım. Olmazdı… Her an kurtarılması gereken ya da ne bileyim, işgal edilmesi gereken bir yer çıkardı. Paralı askerdim ben. Savaşırdım, neden savaştığımı önemsemeden. Böyle olunca umut da önemini yitirir, elimde canım ve param, ortalıkta olabilecek her silahı kullanarak savaşırdım. Benim için de buydu önemli olan şey, silahlar… Her silahla öldürmek, her birini öldürebilecek kadar iyi kullanmak isterdim. Bu benim tutkum, kullanmadığım silahın olma ihtimali de umudumdu. Gürz, mızrak, kılıç, top, …

Okumaya Devam Et

02.07.2019

Düşündü. Bu koca dünyada onu anlamak isteyen kimse yoktu. Biraz daha düşündü… Bu koca dünyada anlatmak istediği kimse yoktu. Sonra sordu… Dinlemeyi bu kadar severken neden anlatmayı sevmiyordu? Bir daha sordu… Acaba gerçekten dinlemeyi seviyor muydu? Sevmesi bir işe yarıyor muydu? Karar verdi… Sorun dinlemekte değil, konuşmaktaydı. Konuşmayı sevmiyordu. Konuşmak yerine çoğu zaman yaptığını yapıyor, konuşmasını kaydedip; insanlara dinletiyordu. Evet bir kayıt cihazı yoktu yanında ama… Aynı şeyleri tekrar tekrar söylemek, aslında kaydetmek değil miydi? Düşüncelerini kaydetmek… Bu kez kesin olarak karar verdi… Kaydettiğini fark ettiği an silecekti.

Okumaya Devam Et