29.06.2023

Eteklerini tutuyor. Yerde eteklerine bulaşacak bir şey görülmese de o adeta yerçekiminden, belki de gerçeğin ağırlığından koruyor eteklerini. Mutlu, çok mutlu. Hiç olmadığı kadar belki. Ham ipten dokunmuş bir kumaşı giyiyor üzerine elbise niyetine. Ama elbisenin modeli çok güzel. İnsan bilerek böyle tasarlandığını düşünüyor önce. Sonra o zayıf, neredeyse sağlıksızlıktan şeffaflaşmış yüzüne baktığında gerçek anlaşılıyor. Hem de bir balyoz gibi vuruyor insanın başına. Belki iç çamaşırları bile yoktur, o kadar yoksul görünüyor. Bu çağda bu kumaşı nereden bulmuş? Belki de… Kendi yapmıştır bir şeylerden. Ya da çuvaldır. Evet, çuvala çok benziyor elbisesinin kumaşı. Diken kişi nasıl yapmışsa yapmış, gerçek bir …

Okumaya Devam Et

28.06.2023

Kırk iki yaşındayım ama garsonum. Hem de on bir yıldır yapıyorum bu işi. Sevdiğimden falan değil, sadece en az nefret ettiğim için. Pek fazla düşünmeyi gerektiren bir iş değil ne de olsa. Sipariş al, sonra siparişleri mutfağa aktar, sonra da yapılanları sahiplerine taşı. İnsanlara nazik davran, söylediklerini kişiselleştirme gitsin. En kolayı da o vallahi. Oysa bizim garson arkadaşların en çok zorlandıkları şeydir. Onun için benim kadar uzun yıllar boyunca garson kalana rastlamıyorum pek. Gerçi çok sık yer değiştiriyorum. Öylesine ama… kendi isteğimle. O gün hayatımda ilk defa bir şeyi kişiselleştiresim tutmuştu. O kadar bağırtı çağırtı işittikten sonra, öyle iltifatlara maruz …

Okumaya Devam Et

27.06.2023

El arabasına bir yığın yeni biçilmiş çim yüklemiş onu bahçenin dışına götürüyor. Yolda en çok sevdiği kedisi çim yığınının tepesine tüneyiveriyor. Gözü kediye takılıyor. Bir isim koymaz kedilerine. Hiç koymadı. İsim koyacak çocuğu da yok. Şu ana kadar hiçbir şeyi koyduğu isimle işaretlemedi büyük ihtimalle. Böyle bir şey yaptıysa bile hiç anımsamıyor. Kediyi sevmediği anlamına gelmiyor bu, çok seviyor. Ona gülümseyip bir elini uzatarak arabaya daldırıp bir çim çekiyor ve kedinin önünde sallayarak dikkatini celp ediyor. Araba duraksıyor. Onun gibi her an bir şey yapan, verimliliğine önem veren birisi için, bu kediyi gerçekten çok sevdiğini kanıtlamış oluyor. Bir süre bu …

Okumaya Devam Et

24.06.2023

Neden insanlar beni içtikten, sarhoş olduktan sonra ararlar? Sağlam kafayla aramaya cesaret edemediklerinden mi? Yoksa bu kendi kendime bulduğum yanıt, saçma sapan bir teselli mi? Neden normal şartlarda hiç düşünmeyeceğim insanlar beni takarlar kafalarına? Aramızda normal bir diyalog bile olmadan kendi kafalarında bir yere oturturlar beni, neden? Doğru düzgün iletişim kurmak yerine neden strateji kürarlar üzerimde? Boş bir kâğıt mıyım ben? Beyaz bir tebeşir bekleyen kara bir tahta mıyım? Onların takıntılarının filmini oynatacak, izlenmemiş ya da çoktan defalarca izlenmiş bir film miyim ben, kendi içeriğimi bile bilmeyen? Neyim ben yahu? Neyim? Değer bile verilememiş bir X miyim?

Okumaya Devam Et

23.06.2023

Yeni bir hayata başlamanın heyecanını kendi ayaklarının yere aceleyle vuruşunda hissediyordu. Yumuşacık tüylü bir taya benziyordu. Henüz nallanmamış ve elbette yuların ne olduğunu bilmeyen bir taya… Oysa o yuların, dizginin, hatta kırbacın ne olduğunu çok iyi biliyordu. Yok, emin olun öylesine söylemiyorum. Gerçekten biliyordu. Sahipleri ona üçünü de somut olarak tattırmışlardı. Sahiplerinin çocuklarının deneysel projesiydi çünkü. Eh, bunda şaşacak bir şey yoktu. O yontulmamış canavarların başlarında onları yontan bıçaklar yoktu ki. O bıçaklar da yontulmamıştı çünkü. Yontulmayınca da onu kırıyorlardı böyle işte. Onun bir bıçak olacağı yoktu. Bıçak olmak için değil de o bıçaklar tarafından kesilmek, işlenmek için yaratılmıştı. Biliyordu …

Okumaya Devam Et

22.06.2023

Epey meşhur bir pastane zincirinin bir şubesinde kahve içerken rastladım onlara. Karşımdaydılar. Üç kişiydiler. Bir yaşlı adam, genç bir kadın ve orta yaşlı bir adam daha. Adamlar baba-oğuldular. Kadın ise… Bilmem, rica üzerine gelmiş, aileye yakın ama aileden olmayan birisiydi. Biraz tepeden bakıyordu bence onlara. Eh, şu orta sınıf konformistlerindenmiş gibi görünüyordu. Ama mevzu bahis kendi ailesi olsa bence daha beter etkilenirdi. Adamlardan orta yaşlı olanı, duygusal… Belki de bir amaç uğrunda kullandığı bir silah olarak duygusallığı kuşanmış uyanık bir adamdı. Ayıp etmiş olmamak için hakkını teslim edeyim, belki de gerçekten duygusal bir adamdı ama babalarından para istediği için… pek …

Okumaya Devam Et

20.06.2023

Kırmızı bir görüşle uyandım uykumdan. Gözlerim mi kanamıştı? Ya da ne bileyim, ince, kırmızı bir örtüyle me örtülmüştü bilinmez bir şekilde? Hayır… Her şey gayet normaldi. Sadece her şeyi kırmızı görmekteydim. O gün işimden izin alıp doktora gittim. Özel bir hastaneye. Doktor hiçbir sorunun olmadığını söylüyordu. Ben de aynı hastanedeki nöroloğa gittim. Yapılacak her şey yapılmıştı o bir hafta içinde. Gerektiğinde izin alarak bu işi halletmeye çalışmıştım ama hiçbir şey yoktu vücudumda. Hiçbir şey bulunamamıştı. Aylarca kırmızı gördükten sonra, her şeyin kırmızı olmasına alışmaya başladığımda, kırmızının dışındaki tüm renkleri unuttuğumda yani, yeni bir renk görmeye başladım. Sonra bir tane daha… …

Okumaya Devam Et

19.06.2023

Başını kaldırıp yukarı baktı. Bir şey görmeyi beklemiyordu. İstediği şeyi göremeyeceğini biliyordu. Ümidi… Onun tarafından sevilmek konusunda zerrece ümidi yoktu. Ama bir gün bu o anki kadar önemli olmayacaktı. En azından bunun bilgisiyle teselli olabilirdi değil mi? Öyle olmayacağı belliydi ama bunu aklına getirmek bile kendisini geleceğe hazırlamak doğrultusunda işe yarayabilirdi. En azından yüzünü geleceğe dönebilirdi. Olmuyordu. Tek gördüğü şey onun yüzüydü. İfadesiz, ona karşı umursamaz çehresinin karşısında ruhu eğiliyordu. Dağılmıyordu ama. Çok şükür… Kötü birisi değildi o. Sadece, umursamazdı. Hoş umursasa ne değişecekti? Onu sevmemeye devam edecekti. En azından bu şekilde hiçbir surette ümit etmiyordu. Bu da aslında onun …

Okumaya Devam Et

18.06.2023

Sırf ona bir kere gülümsediğim için mi hiç kimse beni sevmiyor? Ona eski zamanlardaki beyazlar içindeki zenci gibi davranılmasının sebebini bile bilmiyorum. Bana hiçbir şey yapmamış birisine hangi sebeple kötü davranayım? Beyinsiz bir insan mıyım ben! Üstelik güzel bir insan. Bana ilk gülümseyen o oldu. İlk gün bana binayı o gezdirmişti. Hem sezgilerime güvenirim, iyi bir insan o, biliyorum. Sebepsiz bir şekilde benden de uzaklaşmayı tercih ettiler madem… Ne yapayım, ben de kendi hâlimde işime gider gelirim olur biter. Kimseden adalet dilenecek değilim. … Mevzu başkaymış. O, torpille buraya geldiğinden sevilmediğini söyledi bana. Ve haklı olduklarını… Evet, gerçekten de torpille …

Okumaya Devam Et