Telefon çaldığında çıkmak üzereydi. Bir pasajda bir dükkân kiralamıştı. Sadece oyuncak bebekler ve onların aksesuarlarını yapıp sattığı bir dükkândı burası.
Yurtdışından gelen ve insanların tek seçenekleriymiş gibi görünen bebeklere inat, o türlü çeşit bebek ve türlü çeşit aksesuar yapıyordu. Küçük çaplı da olsa reklam verdiğinden insanlar, hatta bazı anaokulları ondan bir sürü şey alıyordu.
Bebekler sadece dişi olmuyordu. Aslına bakarsanız, bebeklerini ve aksesuarlarını bir araya getirdiğimizde bir ülke inşa edebilirdiniz. Depodakileri de katarsanız…
Telefonu açtığında akli melekelerinde sorun olduğunu sezdiği bir adam konuşmaya başlamıştı.
“Bana on iki köylü bebek ve traktör, tohum, büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar, köpek, ve bir çift zengin adam ve kadın bebek gönder… Adresi veriyorum…”
Bunların hepsi kendisinde mevcuttu. Hayvanlar, traktör… bunlar aksesuardan sayılıyordu. Aksesuar yapmak kolaydı çoğunlukla. Üç boyutlu yazıcılar ne güne duruyordu. Tek sıkıntısı, henüz herhangi bir kargo şirketiyle anlaşma yapmamış, uzaktan alışveriş yapmayı sağlayan düzeneği kurmamıştı. Bankaya para gönderme seçeneğini değerlendirmeyi tercih etmemişti şu ana kadar.
Üstelik bu güvenilmez adama önce parayı ödemesi gerekeceğini söylemek de istemiyordu. Gider ayak uğraşmak zor gelmişti çünkü. Diğer yandan da bu adamın neden bu bebekleri ve aksesuarları istediğini merak ediyordu.
“Bebekleri almak için buraya gelmeniz gerekiyor. Yarın beklerim. İyi günler.”
Kısa keserek ısrar ve itirazdan kurtulmayı ummuştu. Telefonu kapatır kapatmaz kurtulmuştu da. Arama biter bitmez, dükkânını kapatıp çıkmıştı zaten. Nasıl olsa adamı değerlendirdiği kadarıyla, ki iyi bir esnafın insan değerlendirme yeteneği sorgulanmamalıydı, adam ertesi gün tıpış tıpış gelecekti dükkâna.
***
Gelmişti de. Bir köylünün tarlada çalışırken giydiği kıyafetlerle gelmişti. Buna rağmen sürdüğü parfüm kesinlikle pahalı ve orijinaldi. Üstelik bu çağda görülmeyen altın kösteği de görünmekteydi göğsünde.
Onun için hazırlanan bebekleri, teker teker eline alıp; evirip çevirerek her birine isimler vermişti. Bambaşka bir âlemdeydi bunu yaparken. Hakkında ne düşünüleceğini umursamak şöyle dursun, başka birisinin varlığının farkında bile değildi.
Anlamıştı, bu bebekleri kendisi için alıyordu adam.
Kim bilir neden?
Belki eskiden fakir bir adamken aniden zengin olmuştu. Belki de köylü olmaya özenen bir zengindi. Bir ağa torunu falandı belki de…
Oyun oynamak, belli ki bir şeyleri telâfi edecekti bu adamın dimağında.
Belli ki…