Elime bir çift yumurta geçmişti. Üç gün boyunca göğüs iç cebime koymam yeterliydi kuluçka için. Gece-gündüz…
Sonra o yaratıklar çıkacaktı, büyüyecekler ve yumurtlayacaklardı. Bana bu yumurtaları veren, oldukça fazla yumurtladıklarını söylemişti. Benim görevim bu yaratıkları çoğaltmaktı. Bir tek yumurta bile boşa gitmemeliydi, öyle söylemişti…
Yaratıklar aynı anda çıktılar küçücük yumurtalarından. Sis gibiydiler, şekilsizdiler. Hangisinin erkek hangisinin dişi olduğunu anlamaya imkan yoktu. Belki de çift cinsiyetliydiler salyangozlar gibi.
Bu yaratıkların adı, “Hayal Tomurcukları” idi. Hayale ihtiyacı olan dünyaya bir nevi takviyeydiler.
Ondan sonra bir sürü yumurta bulmaya başladım iç cebimde. Zaten yumurtlar yumurtlamaz bırakıyordum onları dünyaya ve hemen ihtiyaç duyuldukları yere gidiyorlardı.
Sadece bir çift bırakmıyordu beni. Diğerlerinin anneannesi ve dedesi olan çift…
O diğer gidenler de; kim bilir kimlerin ceplerinde yumurta yapacaklardı…
Benim yanımdaki çift belki milyonlarca yumurta yaptıktan sonra, yavaş yavaş gözeneklerimin içine, oradan kalbime girdiler. Yüreğimi karıncalandırdıklarını hissedebiliyordum. Ardından beynime… Doğası icabı, ağrı sinirleri olmadığı için hiçbir şey hissetmeyen beynim, ilk defa bir şey hissetti… Karıncalandı…
Sonra, bu sayede, tüm torunlarının nerede ve ne yapmakta olduklarını izleyebilir hale gelivermiştim. Bana bu yumurtaları veren böyle uygun görmüş olmalıydı.