28.06.2023

Kırk iki yaşındayım ama garsonum. Hem de on bir yıldır yapıyorum bu işi. Sevdiğimden falan değil, sadece en az nefret ettiğim için. Pek fazla düşünmeyi gerektiren bir iş değil ne de olsa. Sipariş al, sonra siparişleri mutfağa aktar, sonra da yapılanları sahiplerine taşı. İnsanlara nazik davran, söylediklerini kişiselleştirme gitsin. En kolayı da o vallahi. Oysa bizim garson arkadaşların en çok zorlandıkları şeydir. Onun için benim kadar uzun yıllar boyunca garson kalana rastlamıyorum pek. Gerçi çok sık yer değiştiriyorum. Öylesine ama… kendi isteğimle.

O gün hayatımda ilk defa bir şeyi kişiselleştiresim tutmuştu. O kadar bağırtı çağırtı işittikten sonra, öyle iltifatlara maruz bırakıldıktan sonra bamtelime dokunan ne bir azar ne de iltifattı. Benim yaşlarımda, gri gözlü, kızıl saçlı bir kadının kulağıma fısıldadığı bir tek cümleydi.

“Bir bakar mısınız?”

Yüzümü, benimkine epey yakınlaşan yüzüne çevirince nefesinin kokusu burnuma geldi. Ona getirdiğim ıhlamur kokuyordu. O gri gözlere ıhlamur kokusu ne kadar da yakışıyordu.

Bir an gözlerini yüzümde kaçamakça, bana pek bakmadan gezdirip devam etti.

“Arkadaşımın doğum günü de… Ben yeni öğrendim… Pasta getirme şansınız vardır değil mi?”

Keşke fısıldamasaydı. Sesi… Sesi de ıhlamura yakışıyordu. Onun ağaçtan burna aniden esen yelle varışı gibiydi. Usulcacık ama çarptı mı da salıncakta sallanan birinin ayaklarının vücuduna yandan çarpışı kadar kaburga kıracak denli sert. Abimin ayaklarının kaburgalarımdaki izlerinden biliyorum.

Pasta vardı tabii. Doğum günü olan dallamaya bakıyorum. Yaşlı bir adam. Çok büyük ihtimalle patronu, neredeyse eminim.

“Pasta var, ne zaman getireyim?”

“Birkaç dakika sonra olur mu?”

“Tabii.”

İkimiz de fısıldıyoruz. Umurunda mı bilmem ama ikimiz de birbirimizin asıl sesini işitmedik. Ihlamuru da patronu sipariş etmişti bana çünkü. Ben de ne arzu ettiklerini daha soramadan o adam sayıp dökmüştü. Yani gerçekten de birbirimizin…

Ah, acaba duysa o da benden etkilenir miydi? Ben nasıl kokuyorum acaba? Koltuk altlarım kokmaz. Biraz lavanta kokarım. Bir de… Allah’tan hep karanfil atarım ağzıma.

Ama bir garsonum ben. Adımı gizleyerek… Adımı ve yüzümü gizleyerek yüklediğim her tarzdan şarkıları dinliyor mudur acaba? Merak ediyor mudur kimliğimi? Bir doğum günü şarkısı söylesem tanır mı sesimi?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir