Selamlar dostlar…
Aslında neden “Selam”ın sonuna çoğul eki eklenir, bir türlü anlam vermiş değilim; ama bu geleneği bozmayacağım. Ha bir de “Merhaba”nın sonuna eklenir sevgili çoğul eki.
Oysa hoş karşılanmışlık, çevresi sınırlanmamışlık, yeri geniş olmuşluk, cömertlik falan demektir Arapçada “Merhaba”.
Aslında bu gereksiz çoğul ek israfı “Teşekkür” sözcüğü için de geçerli; ama bir galad-ı meşhur olup çıkmış sevgili dilimizde.
Olsun be! Çıksın… Ben “Teşekkür”ü “-ler” ile seviyorum zaten. Ne o öyle kuru kuru…
“Teşekkür….”
Ulan öküz! “Teşekkürler” desene…
Neyse neyse…
Ben şimdi sizlerin huzurlarınıza, “-lar…” bak yine çoğul konuşuyorum, neden geldim onu anlatayım.
Şimdi bakın… yok bakmayın, dinleyin… Sakın bakmayın bak! Baktığınızda dinlemiyorsunuz çünkü. Gözünüz başka bir şeye kaydığı an onda toplanıyor dikkatleriniz.
Hem zaten gözle değil, kulakla dinlenir..
Hah hah hah…..
İşte şimdi yanıldım. Siz bakmak zorundasınız; çünkü okuyorsunuz beni.
Ayrıca dinlemek ne gözle ne de kulakla yapılır. Zihinle, ruhla yapılır asıl… Zaten onun için zordur ya…
Ben sizlere ne anlatacağım biliyor musunuz?
Ruhumun bir parçasını nasıl olup da bir oyuna kaptırdığımı…
Telefonda oynanabilen özel bir oyuna…
Oyunun özel olmasının nedeni şuydu. Bir ilan vermişlerdi bir video sitesinin reklamlarında. Ayda sadece bir gün geçinebileceğiniz bir para vereceklerdi, ve parayı verdikleri insanlar günün iki saatini bu oyunda geçirecekti. En az iki, en çok beş… Beş saatten sonra sistem kullanıcıyı dışarı atacaktı.
Diğer oyunlardan bir başka farkı da; oyunla birlikte telefonla kablosuz bağ sayesinde bağ kuran bir şapkanın veriliyor oluşuydu.
Oyun, hayali sevgililerimizle yaşadığımız maceralardan ve gerek kendimize, gerekse sevgilimize karşı dürüstlüğümüz üzerinden puan toplayacağımız bir oyundu.
Şapka yardımıyla, hem nasıl bir sevgili profilini hayal ettiğimizi çözüyor hem de dürüst olup olmadığımızı anlıyorlardı oyunun yaratıcıları.
Çok defa atıldım oyundan fazla çevrimiçi olduğumdan. Gerçi hayali sevgili önce oldukça gıcıktı. Gıcık birisini hayal etmiyordum gerçi ama belki de şapka hatasıydı.
Bir gün, hayali sevgilim bana benim bilmediğim güncel bir haberden söz ettiğinde şüphelenmeye başlamıştım aslında onun hayali olmadığından. Yine de profilime uygun birisini seçmiş olmalıydılar. Karşımdaki gerçek bir insan olsa bile yani.
En azından oyunun topluma salınmadan önceki son gününde denekleri toplayıp yapılan konuşmaya kadar böyle teselli etmiştim kendimi.
Rastgele, bilgisayar kurasından çıkan bir rakamdı benim sevgilim olan gerçek adam. Ben de onun için öyleydim…
Ama… oyunun yaratıcısına göre, hayalimizdeki sevgiliye inanıp ona karşı dürüst olarak; rastgele bir insanla dahi mükemmel uyumu bulabilirdik.
Bu oyunda yaşadıklarımız kanıtlıyordu bunu. Hem de hiç istisnasız…
Biliyor musunuz, onunla da sizinle olduğu gibi konuşur, yani yazışırdım.
Artık bir çiftiz…