Yaşını göstermeyen, zayıf bir adamdı. Postacılık yapardı. Yanında, oldukça sıradan bir köpek olan bir köpeği vardı. Baktığında cinsini bile anlamazdı insan. Muhtemelen kırmaydı. Sadece göğsünde madalyaya benzeyen altın sarısı bir leke bulunuyordu. O kadar sıradandı ki ona bile dikkat etmezdi sıradan bir göz. Sırf bu leke için postacı ona “Paşa” ismini vermişti. Sadece madalyası değildi Paşa’yı farklı kılan. O, mektupları, paketleri koklayarak onları alanın mutlu olup olmayacağını anlar, postacıyı onların ruh haline uygun küçük jestler yapması için yönlendirirdi. Evet, bir köpek yapardı bunu ve postacı onu dinlerdi. Bir köpeği dinlemesi postacı kadar mütevazı bir adamı son derece sıra dışı yapıyordu.
Mesela bir zarfta hüzün taşıyorsa, ona zarfı verirken güzel bir şey anlatırdı. Umut taşırdı mektubu alana. Bazen küçük bir çiçek verirdi mektupla birlikte. Mektupta mutluluk taşıyorsa mutsuz bir çocuğu da yanına alır, mektubu alanın onu açmasını teşvik eder, onun mutluluğunun o çocuğa da bulaşmasını sağlamaya çalışırdı.
Her şey her zaman istediği gibi gitmezdi ama bazen Paşa da bir şeyler yapmak için uğraşırdı.
İşte böyle, iki kafadar, mektuplarıyla dünyayı kurtarmaya çalışırdı.
Bir gün, bir mektup geldi ve Paşa konuşmadı. Mektup postacıya gelmişti çünkü. Postacının artık çalışmamasını gerektirecek bir şeyler olmuştu, mektup da bunu bildiriyordu.
Postacı taşınmalıydı. Ona ihtiyaç duyuluyordu.
O artık bir postacı değildi…
Olsun… Aynı adam ve aynı köpektiler. Postacının adı hala Hasan’dı, köpeğin adı hala Paşa…
Bu kez de Hasan Amca yaralılara ya da diğerlerine su taşıyordu. Paşa da onun yanı sıra yürüyor, soluk alış verişi ve havlamalarıyla yol gösteriyordu. Hasan Amca da; hem Paşa’nın dediğini yapıyor, hem de kendi sezilerini dinliyor, insanlara ihtiyaçları olanı vermeye çalışıyordu. Birlikte yapıyorlardı bunu.
Hep yapacaklardı… Hangi şartta olursa olsun. Belki ölüm ayıracaktı onları; ama birbirlerinden aldıkları ilhamı ölüm bile engelleyemeyecekti.
İkisi ölse de; mutlaka birileri onların sırrını çözecek ve belki de farklı yollarla insanlara, kendilerine… yardım etmenin bir yolunu bulacaklardı.