09.01.2025

Bir gün bir evde bir adam yatağından kalktı ve artık orada yaşamak istemediğine karar verdi. Evde karısı ve iki çocuğu da yaşıyordu. Çocuklardının ikisi de erkekti, karısı istediği kadındı. yanlış anlamayın, adam karısını ve çocuklarını çok seviyordu. Sadece artık onlarla yaşamak istemiyordu. Eğer ne yapmak istediğini bilse her şey kolaydı. Oradan çıkar ve yapmak istediğini yapardı. Oysa o ne yapmak istediğini bilmediği gibi, ne istemediğini bile tam olarak bilmiyordu. Orada mı; yoksa onlarla mı yaşamak istemiyordu? Önce taşınmayı deneyebilirdi mesela. Bunu yapmasına maddi ya da manevi hiçbir engeli yoktu. Oysa o bu ruh hâlini, bununla kendi canını ve başkalarınınkini sıkmayı …

Okumaya Devam Et

04.01.2025

“Ablam sigara iççen mi?” Sigara içmem, sevmem de. Adamın elindeki de eskinin uzun Samsun’u ayarında olan Samsun 216. Hem kokusu ağır hem de ciğerlere olan yükü. Taksideyim. Apar topar bindiğimden şoförün yanına oturuverdim. Evet, sigara içmiyorum ama… Kendimi şoförün dost elindeki paketten bir tane çekerken buluveriyorum. Usta bir yankesici gibi, neredeyse pakete ve diğer sigaralara hiç sürtmeden çekiyorum hem de. Dolu bir paket bu, içinden sadece bir tane alınmış. O da şoförün ağzında. Benimkini sayarsan iki. Neden alıyorum o sigarayı? Şoför yanan çakmağı sigaranın diğer ucuna uzatıyor. Bir hamlede uzun bir nefes çekiyorum, öksürmüyorum. O sigarayı neden aldım? Sigarayı çektiğimde …

Okumaya Devam Et

05.12.2024

Çok kalabalıktı. Açık hava olmasına rağmen sesten boğuluyordu insan. Oysa tertemiz, serin bir hava vardı. Bu kadar tantana, adamın birinin konseri yüzündendi. İşimden eve gitmek için hep o yoldan geçerdim. Bu kez de dalgınlıkla yolumu değiştirmemiş, kalabalığa girmiştim. Aslında severdim şarkılarını. Sorun kalabalık ve gürültüydü. Yanımda benim yaşlarımda bir adam bağıra bağıra onun bir şarkısını söylüyordu. Ne var ki, söylediği şarkı sahnedeki sanatçının söylemekte olduğu değildi. Onun dışında herkes sanatçıya eşlik etse de; o avaz avaz bağırarak şarkısını söylemeye devam ediyordu. Kendimi yanımdakine eşlik ederken bulduğumda şaşırmıştım. Sesim o kadar gür çıkmasa da ben de bağırıyordum. Şarkımız bittiğinde bakıştık ve …

Okumaya Devam Et

31.10.2024

“Bu altı oldu.” “Bu da yedinci.” “Tamam da, mecbur muyuz yedi defa aynı müziği dinlemeye hanımefendi? Kafayı yedim be!” “Siz atın bu kez madem.” “Benim sevdiğim müzikler bu paçoz müzik kutularında olmaz. Hem neden müzik dinlemek için para vereyim ki?” “Bar müziği mi dinleyeceksiniz?” “Hepsi bir benim için. Ne olmuş ki? Bardayız zaten.” “Tamam, rastgele bir sayı söyleyin, onu seçeyim o zaman.” “Sekiz… Bu arada, bira içer miydiniz bir tane daha? Sizinki bitmiş neredeyse.” “Yok, çok içtim teşekkürler. Bir patates tabağı yemezsem benim için pek iyi olmayacak.” “Neden bu şarkıyı bu kadar seviyorsunuz? Merak ettim. … Buranın baharatlı patatesi harikadır. …

Okumaya Devam Et

30.10.2024

Dükkana girdiğimde fark etmiştim onu içimdeki boşluğumla. Evet, ben içimdeki o boşluğumla görür, işitir, algılar, konuşurum. İşte o zaman da onu fark etmiştim. Ağır, dengeli, iyi tutuşlu bir bardak istediğini ilan etmişti ve raflardaki her bardağı kaldırmıştı teker teker. Sıra bana gelmişti… O an, dokunduğu an boşluklarımız birbirimize geçmişti. Kaldırmıştı beni diğerlerine yaptığı gibi. Üzerimdeki kabarık resmi anlamaya çalışmıştı önce parmaklarıyla. “İki insan…” demişti. O dalgın tavırla. Annesine sormuştu sonra. Üzerimdeki kalpten baloncukları çok sevdiğini söylemişti annesinin cevabını dinlemeden önce. Bir kızla bir oğlan vardı üzerimde. Mutluydular… Eli kulbumda olduğu için, içimdeki boşluğumla anlayabilmiştim bu tür bir mutluluğu yaşatmak için …

Okumaya Devam Et

18.10.2024

Tek başıma tatil yapmak istiyordum. Aslında başka seçeneğim yoktu. Ya evde oturup kimsem olmadığı için ağlayacak, ya da kendi başıma harika birkaçç gün yaşayacaktım. Belki birileriyle tanışırdım. hayatıma renk gelirdi… Netten tatil olanaklarına bakarken birden telefonum karıştı. Her dokunuşumda, ekran her kıpırdanışında tuhaf bir ses çıkmaya başladı. “grkp grkp… grkp grkp…” Telefon bozulmuş olamazdı. Bozulsa böyle mi bozulurdu? Aldığım tüm önlemlere rağmen biri hacklemiş olmalıydı. Onu sonra hallederdim. Bilgisayarımı açıp oradan gireyim dedim, Açar açmaz faremin ya da klavyemin her hareketinde aynı ses… “grkp grkp… grkp grkp…” Telefonumu hackleyen bilgisayarıma da girmiş olmalıydı. Bilgisayardan epey anlardım. Zamanım vardı, format atabilirdim. …

Okumaya Devam Et

17.10.2024

Kabaklar çoktan kurudu. Gelip kendilerini iplerden çözecek eli beklemedeler. Onları alıp oyan, şekillendiren bıçağı ağaçtan duymuşlar, merak ediyorlar. Ağaç yapraklarıyla havayı kollamakta. Ne zaman gelecek?Bekçi şimşirlerle sözleşmiş gerçi, geldiğinde kendisine haber verecekler. Yine de o da gözlemekte etrafı. Yerin altında bile kökleri diğer köklere haber sormakta. Sandalye de aynı telaşta. Çoktan topraktan ayrılmış olsa da hâlâ canlı bir telaşla çarpmakta atomları. Lamba suskun. Doyuyor güneş ışığına ki akşam konuşabilsin ışığıyla onunla. Gelecek ve o sandalyeye oturup kabakları oyarken ya da kitap okurken onu dinleyecek gözleriyle. Ve anlatacak… Okuduğu kitaplardan bahsedecek. O kendi kendisine konuştuğunu sanacak. Lambanın onunla konuştuğunu, sandalyenin eli …

Okumaya Devam Et

16.10.2024

Ne işim var benim burada? Kendi hâlimde yaşayıp gidiyordum oysa. Sonra, bir anda, bu cehennemde peyda oluverdim. İnsanların uğradıkları bir yer burası. Dinlenmek için geliyorlar, yani onlara hizmet ediyorum. Eh, alışık olduğum bir şey sayılır. Ne de olsa ben de yollarını kaybetmiş, terk edilmiş çocuklara hizmet ediyordum bir zamanlar. Şimdiki gibi parayla olmasa da karşılığını alıyordum tabii. Kendi evim değil ama bu ev de hiç fena değil. En önemlisi güneş alıyor. Begonvillerin çiçeklerinden adeta evin duvarı görünmüyor. En azından bu eve gelenler bundan gayet memnun. Ne diyorlardı? … Nostaljik bir ev burası. Evet, bu ev de çok güzel görünüyor tabii …

Okumaya Devam Et