Kapıyı çaldığında merak ettiği şey nasıl karşılanacağıydı. Eski tip zilin zırıldaması bittiğinde kalp atışları yükseldi. İçeriden bir çıtırtı sesi geldikten bir süre sonra kapının hemen arkasından bir ses daha geldi ve kapı açıldı. İçerdeki yüzü gördüğü an, kalp atışları birer balyoza dönüşüp göğsünü dövmeye başladı. Dile kolay, birkaç salise içinde her şey değişecekti. Oysa hiçbir şey değişmemiş, her şey eskisi gibi devam etmişti. Bu iyi mi olmuştu? İçi rahatlamamıştı da… En azından o kadar zamandır ne yapmakta olduğunu sorsa iyi olmaz mıydı? Kendisi de bir şeyler anlatabilirdi ama sorulmadan anlatsa… tuhaf olmaz mıydı? Ağzındaki cümleyi yarıda bırakıp bir adım geri …
Kategori: Romantik
20.03.2024
Bir zamanlar onu çok seviyordum. Yaptığı her harekete bir anlam yüklüyor, onun ruh eşim olduğunu zannedecek basamakları oluşturan merdivene ekliyor, o merdiveni kendi ellerimle inşa ediyordum. Merdiven büyüdükçe yanılgı kulem de büyüyor, diğer kulelerin ya da yüksek binaların aksine o merdiveninden sonra büyüyordu. Sonra… Merdivenin bir basamağı küçüldü. Önce… Önce bu oldu. Sonra diğer basamağı daha da küçüldü. Ta ki düşene kadar. Ben düştüm… Merdiven düştü… Kule düştü ve yok oldu. Merdiveninden önce… Sonra o uzun bir süre boyunca öyle, bir başına, ne yapacağını bilmeyen şaşkaloz bir ergen misali durdu. Yaklaşmak, hamle etmek isteyebileceği hiçbir şey yoktu çünkü. Ve çok …
07.03.2024
“Birinci bölüm”> “ikinci Bölüm”> “Üçüncü Bölüm”> “Dördüncü Bölüm”> “Beşinci Bölüm”> … Ne oluyor bana! Bir an kendimi küçük bir kuş gibi hissediyorum. Buradaki, geçmişimdeki tüm adamlara bakıyorum sanki. Kuş bakışı… Ne oluyor bana böyle? İçtiğim şampanyalar bunu yapmış olamaz. Sanki ne yapacağını gerçekten bilmeyen, tuhaf bir tanrının ellerinden çıkmışım. Sanki bir şey olacakmışım da olamamışım. Benden, olduğum bu insandan, etkilemeye çalışacağım bu insanlardan, tüm bu dünyadan vazgeçilmiş sanki. Madem öyle olmuş, ben de öyle yapıyor, tüm bu insanları etkilemekten, en azından şimdilik, vazgeçiyor, her şeyi yarıda bırakıp gidiyorum.
06.03.2024
O adamla yalnızca bir defa karşılaşmıştık ve bunun bir kez daha olacağına dair hiçbir umudum yoktu. Aradan beş yıl geçmişti ama o arada sırada rüyalarıma giriyordu. Biliyorum, eşyanın tabiatına aykırı. İnsan böyle şeyleri uzun süre hatırlamaz. Hem de küçük bir an boyunca tesadüf etmek dışında veri yoksa… Ama ben bu saçma kısalıktaki anı hatırlamak bir yana özlüyor, o hiç tanımadığım adamla tekrar karşılaşmak için birçok şeyi feda edebileceğimi hissediyordum. Şu hayatımda bundan başka tuhaf şey yapmışlığım yoktu biliyor musunuz? Son derece normal bir insandım. Sıradan… Sevgililerim de olmuştu bu arada. Dört tane… Üstelik içlerinden birisiyle bir buçuk yıllık bir ilişkim …
30.11.2023
Kendi tasarımı olan bisikletinin direksiyonuna hafifçe abanarak her gün hızla geçerdi o yoldan. Kısa boylu ve tıknazdı. Yaz kış sağlam bir hasır şapka takardı. Ağzında eğreti duran sönmüş bir pipo bulundururdu. Bazen dişlerinin arasında bilinçsizce çekiştirirdi piposunu,bazen de sağ ya da sol yanağına sıkıştırırdı onu. Her zaman kot pantolon ve kalın bir kazak giyerdi. Kazağı genelde siyah olurdu. Kot pantolonu da buz mavisi. Tertemiz giyinirdi. Yuvarlak bir yüzü vardı adamın. Yeşil gözleri… Bembeyazdı saçları. Genelde aynı saatlerde görünürdü. Her sabah, saat tam 06.30’da orda olurdu. Bilirdim bunu ve gözlerdim yolunu. Bir acayiplik vardı onda. Dalgın ama yine de her an …
28.11.2023
Burası bir sahil kasabası. Sahil kasabaları nasıl olur? Özellikle balıkçılıktan başka geçim kaynağı yoksa… Yoksul olur tabii. Güneşten kapkara olmuştur bura insanının teni. Tuz kurutmuştur… Tepeme binen güneşe bazen yumruk sallamak gelse de denizin kokusu mutlu bir adam olmam için yetip artar. Yorgun ama mutlu… Bir de ağlarımda balık olursa… *** Sepetimi alıp balık satmaya gittiğim bir gündü. Yani her zamanki gibi bir gün. Balık satmak için kilometrelerce yürürdüm. Ayaklarım su toplardı. Kollarımda sepeti saatlerce taşıyacak gücü bulmak mucizevi bir şey olurdu. Dinlenmek, işkenceyi uzatmaktan başka bir işe yaramayacağından, bir balıkçının o sabır dolu yoğun bekleyişini takınmasam, bu sıcağa ve …
22.11.2023
Tiyatro sahnesinde bir tiyatro izlemekteyiz birlikte. Sessiziz doğal olarak, hiç hoşuma gitmese de. Oysa tiyatroya onu davet eden benim. Biletleri alan, oyunu seçen… Oysa bunun hiç iyi bir fikir olmadığını salonda, oyun başlama zilini işitip sustuğumuz an fark ettim. Onunla birlikteyken neden ondan uzaklaştıran bir şey yapmak istedim ki? Neden birbirimize henüz doymamışken düşüncelerimizin birbirimizinkinden uzaklaşmasına sebep olacak bir şey teklif ettim? Oyun başlıyor… Kadını başka bir kadınla, adamı koşulsuzca, belki çaresizce seven bir kadınla aldatıyor adam. İlk kadın uzaklaşmış, başka bir yere gitmişken. Belki adamdan uzak oluşu katlanamayacağı kadar zor geldiğinden, belki de basitçe macera aradığından. Acaba yanımdakinin aklına …
18.11.2023
“Çayınız hazır. Tam istediğiniz gibi, iki gram kahveyle tatlandırılmış, demli ve şekersiz.” ”Bana karşı resmi olmak zorunda değilsin A2841.” “Siz de bana seri numaramla hitap etmek zorunda değilsiniz o zaman.” “Peki, önce sen.” “Şu romantik komedilerde ya da romantik komedi tadındaki aşklarda olduğu gibi yapmaktan vazgeçemeyeceğiz anlaşılan. Telefonu önce sen kapat safsatası gibi…” “Bir klişe olsa da eğlenceli değil mi? Hem biz olayı bir kerte üste taşıyoruz.” “Evet…” “Çay için teşekkür ederim Mutlu. Bak bu kez önce ben davrandım.” “Bunu her zaman aynı hevesle yapabilirim biliyorsun. O çaydan aldığın ilk yudumdan sonraki ifadeni çok seviyorum çünkü… Hem bugün özel bir …
14.11.2023
Kim derdi ki yaptığımız bu hareketin hayatımızı kurtaracağını? Hem de sadece bizim değil, dünyamızdaki tüm insanların kurtulacağını? Beni gün henüz ışımaya başlamışken dürterek uyandırmış, yüzüme bakmıştı. Bu gözleri, bu minnettar ifadeyi hatırlıyordum. O, kurtardığım ilk mahkûmdu. Taksi şoförü bir kadın. Müşterisini öldürdüğü söyleniyordu. Deliller ikinci dereceydi ama yargıç, idam cezası vermişti ona. Yargıcın kadınlardan nefret eden bir adam olması tesadüf müydü? Bir de kadın bir taksi şoförünün varlığını mahkemede ayan beyan sorgulaması. *** Hiçbir şeyi tam olarak bilemediğimizi söylerken ne kadar da mütevazı görünürüz değil mi? Oysa bunu söyledikten belki on beş dakika sonra, yargıç kürsüsünde mesela birisinin kalemini kı- …
13.11.2023
Doğanın ortasında, uygar bir piknik masasında karşılıklı oturuyorduk. Benimle tartışmaya çalıştığı belliydi. Oysa ben kimseyle tartışmakta bir fayda görmüyordum. Hem yalnızdık ve doğadaydık. Tartışma hoşuna gitmezse üzerimde güç kullanabilirdi. Kimseye güvenmediğim gibi ona da güvenmem için bir sebep bulamıyordum. Birbirimizi birkaç aydır tanıyorduk, beni sevdiğini söylüyordu. Bense onu sevmeye çalışıyordum sadece. Bunu neden yaptığımı, neden sevmediğim bir insanı sevmeye çalıştığımı bile bilmiyordum. Monoton hayatımda bir farklılık olması için mi? Onu hiç sevmiyor değildim tabii. Ama güvenecek kadar da sevmediğim bir gerçekti. O da bunu biliyor, yine de denemeye devam ediyordu. Tartışmak bunun için en kolay yoldu. Usta olduğunu, çok şey …