Sorumsuzdu. Sanki dünya onun etrafında dönüyordu. Sanki bir prensesti… Oysa sadece küçük bir çocuktu. Ortalama bir zekâsı olan, ortalamadan biraz daha düşük seviyedeki bir ailenin içine doğmuş, biraz şımartılmış bir çocuk… Zamanını doğru düzgün geçirmekten, eğlenmekten bile aciz, can sıkıntısından patlayan, zayıf karakterli olacağı şimdiden belli olan bir çocuk. Ona bir gelecek yazmak o kadar da zor olmazdı. Farklı hiçbir şeyi yoktu çünkü. Ne düşüneceği, nasıl bir insan olacağı şimdiden belliydi. Olmazdı ya, dibine kadar gelen olağan dışı bir fırsatın gözünün içine baksa anlayamayacaktı, çok iyi biliyordum. Yine evde, salonun ortasında oynuyordu. Sanki her şeyin merkezindeymiş gibi bir şeyleri bozuyor, …
Etiket: akvaryum
27.12.2017
Rengarenk bir böcek görmüştüm. Tıpkı bir oyuncak gibi, rengarenk ışıklar yanıyordu tüm vücudunda. Her renk var gibiydi. Adeta bir iç mimarın ya da bir boyacının renk kataloğu gibiydi. Tüm renk dalgalarını aynen yaratıyordu. Bukalemun falan değildi. Daima renk değiştiriyordu. Daima… Bir amacı yoktu. Amacı renk değiştirmekti. Larvası belli bir aydan sonra olgunlaşıyor ve değişiyordu. Simsiyah oluyordu önce. Sonra da bembeyaz. Simsiyahken çiftleşecek olgunluğa geliyordu. Çiftleştikten sonra dişi yumurtladıktan, erkek bakirlikten kurtulduktan sonra renkleri beyazlaşıyordu. dişi yumurtladıktan, erkekse birkaç gün yumurtaların bakımını yaptıktan, tıpkı bir tavuk gibi yumurtaları beklemek ve her an ağızlarındaki bir sıvıyla üstlerini kaplayıp nemli kalmalarını sağlamak zorundaydılar, …