16.11.2018

Soluk sesi… Bir insanın yaşamak için verdiği mücadelenin hissedilebilir yegane göstergesi… Bir insanın, yaşayışının melodisi; üflemelilerde soluk, ritimde yürek… Birisine aşık olup olmadığını bilmiyorsan… Ya da onu gerçekten sevip sevmediğini… boş ver beylik testleri, beni dinle… Eğer soluk sesini tanıyorsan, ayırt ediyorsan diğer soluklardan; yüzünün şeklini, sesinin tonunu hatırlamasan da olur… Aşıksındır ona sen. Daha önemlisi, seviyorsundur. İşte o dertli kadın da bahsetmişti bana sevdiceğinin soluğundan. Hayret etmişti garibim, onlarca soluk içinden nasıl ayırt edebildiğine. Hatta kendince bir test yapmış da şimdi hatırlamıyorum. Galiba başkasının telefonundan aramış sevdiceği ama sadece soluk sesinden tanımış, bir olasılık değilmiş, tanımış işte, eminmiş onun …

Okumaya Devam Et

11.10.2018

Zamanlar öncesinden gelen, gerçek dışı bir adama aşık olmuştum bir zamanlar. Bir kadının yarattığı bir adama… Başka bir zaman, yine zamanlar öncesi bir adama aşık oluvermiştim ve yine gerçek dışıydı. Bu kez onunla konuştum. Çok konuştum… Kimseye anlatmadığım şeyler anlattım ona. Hiç kimseye anlatmayacağım. Anlatmak mümkün olsa ve kimse beni yargılamayacak olsa da bazen aşk anlatılmaz. Anlatmak en büyük ihanettir bazen… Sonra, artık büyüdükten sonra, gerçek insanlara aşık olmaya başladım. İşte ondan sonra, dik bir yokuşun inişine gelmişçesine, tuhaf bir boşluktan düşmeye başladığımı hisseder hâle gelmiştim nedense. Oysa gerçek canlı olmalıdır öyle değil mi? Değildi işte. Gerçek, canlı falan değildi. …

Okumaya Devam Et

01.05.2018

İnsanların tuhaf inançları vardır. Tuhaf totemleri… Bunun nedeni, genellemeler yapan beynimizin sapması olsa gerek. Ne olursa olsun, nasıl olursa olsun bu totemler insan hayatında bazen önemli bir yer tutuyor. Oysa bana kalırsa zihin, bir an önce kanla birlikte atması gereken çöp muamelesi yapmalı onlara. Teker teker tahliye etmeli. Zaten tuhaf kuruntular olmadan da hayat oldukça zorluyor zihnimizi, bir de totemlerin yarattığı kuruntu… Evet, işimize de yaradığı oluyor totemlerin. Ama tamamen tesadüfi bir şekilde yarıyorlar ve sorsak da sormasak da bir işe yaramayacak olan sorularla tüketiyorlar beynimizi. Bir akşamüstüydü. Görmeyi çok istediğim, aslını sorarsanız, kör kütük aşık olmaya başladığım kızın dükkana …

Okumaya Devam Et

27.01.2018

İrade ve aşk… Bu iki kavram yan yana nasıl gelebilir? Gelse de birbirleriyle anlaşabilir mi? Bu soruların yanıtlarını bilmek istememiştim. Daha doğrusu bildiğimi iddia etmek… Aksini ummuştum çünkü. Aşk ve iradenin birbirleriyle anlaşabilmelerini… Aşkın yanında iradenin soğuk nevale gibi görünmemesini ummuştum. Deyim yerindeyse bir kız kurusu gibi… Aslında bu olmuştu. Sabırla… Bizim aşkımız gibi bir aşkta iradenin yeri olmuş muydu? Evet… Oldukça kirli bir geçmişi olan bir insanken onunla karşılaştığımda irademi kullanıp kendime, öfkeme sabrederek inşa etmiştim bu aşkı. En azından, kendime düşeni bu şekilde yapmıştım. O da bana özen göstermiş, önyargılarına boyun eğmemişti. Kendi tez canlılığı karşısında sabırlı olmuştu. …

Okumaya Devam Et

10.11.2017

Arabasını park ettikten sonra derin bir nefes alabildi. Yorulmuştu. Suyunu çıkartmıştı patronu. Nefret ediyordu! İşinden, iş arkadaşlarından, ev-iş arası gittiği yoldan… Her şeyden nefret ediyordu. Tek sevdiği şey, hayatını yaşanabilir kılan tek şey dokuduğu halılardı. Küçük bir tezgahta dokurdu onları. Çeşit çeşit iplikten, çeşit çeşit resimler dokurdu. Üç boyutlu olurdu desenler. Çıkarıp almak isterdi halılara bakan herkes. Gerçi pek kimseye göstermezdi onları. Satmamıştı da hiçbirini. Sadece birisini birisine hediye etmişti. Aşık olduğu insana. Oysa o, eline alıp sıradan bir gülüşle kabul ettikten başka hiçbir tepki vermemişti. Gerçi ne beklediğini de bilmiyordu ya…O halıya tüm düşlerini döktüğünü nereden bilecekti ki? O …

Okumaya Devam Et