25.04.2019

Bu güzel şehrin hemen hemen hatırı sayılır her ilçesinde bir sanat sokağı vardı. Ben de bizimkinin ortalarında bir yerlerde, sokağa girildiğinde sol taraftaki bir dükkanda, doğal taşlardan yaptığım kolyeleri satmaktaydım. Bu kolyeleri renk uyumuna göre değil, insanların ihtiyaçlarına göre yapıyordum. Biraz pahalı olabiliyordu. Bu, tedarik ettiğim taşlara göre değişiyordu. Bazen, bazı taşları yontarak insanların hoşlarına giden şeyler de yapabiliyordum. Bir diş fırçasının telden kıllarının uçlarında küçük elmaslar bulunan bir alet yapmıştım kendime ve taşları fırçalayarak şekillendirebiliyordum böylece. Bir gün, iradesini kullanmayı bilmediği için soluk benizli olan bir kadın girdi dükkana. Adımları güçsüz, kararsızdı. Eşinin çocuk istediğini; ama kendisinin çocuğu olmadığını …

Okumaya Devam Et