Öldüm. Galiba birkaç dakika önce. Ama cenazeme şahit olamadım çünkü artık orası menim mekânım değildi. Farklı bir yere geçiş yapmıştım. Artık önümde söyleyemediğim şeylerle dolu bir sandık vardı. Ve dinleyemediğim şeylerle dolu bir başkası… Ve bir sürü insan… Tanıyıp tanımadığım, bazıları çoktan ölmüş, diğerleri yaşamakta olan bir sürü insan. Evet, bu karşımdakiler o insanların bilinen, o andaki hâlleri değildi. Ama onlardı. Yok kopyaları da değildi. İşte onun için ölüm dünyasında, tabiri caizse ahirette normal zaman, uzam, ya da herhangi kurallar işlemiyordu. Anlatması zordu. Bu, yani ölmeden önceki hayatımı yaşadığım yerin dili ya da kurallarıyla imkânsızdı. En azından benim gibi taze …