Gökyüzünü, daima gökyüzünü resmederdi. Bazen bir yıldızı, bazen göz alabildiğine kadar tüm gökyüzünü tüm detaylarıyla, bazense o an gördüğü herhangi bir bölümü… ama daima gökyüzünü… Bense onun çırağıydım. Kendi isteğiyle yanına almamıştı beni. ısrar da etmemiştim bunun için. Sadece yanına gitmiş ve onu izlemeye başlamıştım. Sonra da öylece çırağı olmuştum. Bana hiç böyle seslenmemişti. Ben de bunu resmi olarak sormamıştım ama yaptığım resimlere bakmış, fikirlerini söylemiş, renk karmamı istemiş, yol göstermişti. Yani resmiyette olmasa da çırağıydım işte. Ben gökyüzü dışında bir şeyler yapmış olsam bile fikirlerini söylerdi ama onun ilgisi tamamen gökyüzüne yönelmişti. Asla bitirmediği, hep üstü örtülü olan bir …