Bir tırın egzoz borusunun altında kalmak ister miydiniz? O borudan gelen tüm egzozu solumak… Peki onlarca tırın? Nasıl olmuşsa olmuş, böyle bir yere kök salmıştım ben. Anamı babamı bilmezdim. Bir tırın radyosunda dinlediğim sarı çiçek gibiydim. O çiçeğe sorulduğunda, ‘toprak’ olduğunu söylüyordu. Benim de ancak köklerimi örtecek kadar vardı toprağım. Yine de öksüz ve yetim hissediyordum kendimi. Keşke birisi de bana benzimin neden sarı olduğunu sorsaydı. “Egzozdan,” derdim hiçbir edebi sanat kullanmadan. Ölümü sorsaydı keşke birileri. “Keşke!” derdim ona. “Keşke ölebilseydim!” Binbir türdeki çiçek gibi rahat yaşamamanın hıncıyla yürüyordu özsuyum yapraklarıma. Yapraklarım, terlerken bile sanki egzoza yağa bulanıyor, gözeneklerim tıkanıyordu. …
Etiket: egzoz
21.10.2018
Nereye sığacağımı bilmiyordum. İnsanlardan nefret ediyordum. Dünyadan nefret etmiyordum ama insanların oluşturduğu dünyadan nefret ediyordum. Peki ne yapabilirdim? Bir Azeri’nin kurmuş olduğu Asgardia yani tanrıların şehri demek olan, tuhaf ülkeye vatandaş olup bir gün uzaya yerleşmeyi ummak mı? Hem de öyle bir söz vermemelerine rağmen… Bir umut… Zaten ne işe yarar ki bu? İnsan her yerde insan değil mi? İki yıla kalmaz gürültülü bir motor egzozunu sala sala ortalarda dolaşmayacak mı sanıyordum? Sonra bir kediciği, sırf zevkimiz için dünyadan söküp alacağımız bir kediciği ezmeyecek mi? Ölmek mi? Ama ya öbür dünya varsa? O zaman da insanlarla karşılaşmayacak mıydım sanki? Bir …
02.06.2018
Vızır vızır geçen arabaların arasında yavaş yavaş yürüyordu. O kadar sakindi ki, onu o arabaların arasında görenler, bir deniz kıyısında yürüyüş yaparcasına yürüdüğünü gördüklerinde, gerçekliğin ikiye bölündüğünü düşünüyorlardı bir anlığına. Bir anlığına, gerçeklik iki ihtimale bölünüyordu. Bir ihtimalde arabalar varken diğer ihtimalde de genç kadının sakin yürüyüşü vardı ve iki ihtimal aynı sahnede var olamazdı. Gerçekliğe ters düşüyordu bu hengamede bu sakinlik ya da bu sakinlikte bu hengame. Ve zaten, nasıl oluyordu da arabalardan birisi olsun kadını ezmiyordu? Nasıl oluyordu da kadının gözü bile seyirmiyordu. Kör ve sağır olsa bile derisi arabaların oluşturduğu rüzgarda ürperir, burnu arabaların egzoz kokularıyla seyirirdi.. …