03.01.2019

Küçük bir çocukken görmüştü onu. Kimsenin görmediği bir şey olduğunu anlamamıştı. Aslında farklı bir yaratık olduğunu bile fark etmemişti. Belki de konuştuğundan, diğerlerinden farklı bir insandı o sadece. Üç anteni bulunan, babasının iki baş parmağı boyundaki, incecik dört ayağı ve dört eli olan bir yaratık olduğunu ilk görüşünde fark etmişti de bunun tuhaf olduğunu sonra anlamıştı. Onu kendisinden başka kimsenin görmediğini de yaratığın tuhaf olduğunu anlamasından birazcık daha önce keşfetmişti. Tüm bunlara rağmen onun ne olduğunu sormamış, yaratık söylemişti. Yaratığa göre o bir yansımaydı. Bir tür canlı eko. Kendisinin, kendi ruhunun bir diğer evrendeki yansıması… Anlamamıştı yaratığı; ama ona ismini …

Okumaya Devam Et

29.12.2017

Bilmediğim bir şehirde, bilmediğim bir meydandaydım. Galiba şehrin en büyük meydanıydı. Yürürken birden gelen bir sesle irkildim. Mikrofona vurularak yapılan “pat” sesiydi. Ardından; “Ses kontrol bir-ki,” demişti gevrek bir ses. Etrafıma baktığımda, öylesine kondurulmuş bir yükseltinin üzerine çıkmış, elinde bir mikrofon, kısa boylu, tombulca bir adam gördüm. Adam mikrofona eko verip o gevrek sesini bir miktar daha tacayipleştirdikten sonra konuşmaya başladı. bir şeylerle uğraşıyordu bir yandan da. Sonradan o şeyin gürültülü bir müzik arayışı olduğu anlaşılmıştı; çünkü adam konuşurken bir anda gürültülü bir müzik yayını başladı koskoca meydanda. Mikrofonun sesini biraz daha açtı ve hoş geldiniz faslından sonra bir çekilişten, …

Okumaya Devam Et