14.03.2024

“Birinci Bölüm”> Yine de bu riske girecektim. Tabii önce onu sakinleştirmem gerekiyordu. İşimizi boşu boşuna zorlaştırmaya gerek yoktu. Kargalar zeki kuşlardı. Umarım ona yardım etmek istediğimi anlardı. Ama onu buraya bağlayan da insandan başkası olamazdı. İkimizi nasıl birbirinden ayıracaktı? Belki yumuşak sesim onu sakinleştirir, ona yardım ettiğimi anlamasını sağlayabilirdi. Biraz uzağından durarak onunla konuşmaya, canının çok acıdığını bildiğimi söylemeye başladım. Size bahsettiğim gibi onu oraya bağlayan insanla aramızda fark olduğunu söyledim. Makası görmesini sağlayıp yapmak istediğim şeyi ona anlattım. Annem de böyle yapıyordu. Ona; “Hayvan seni anlamayacağı hâlde neden o kadar açıklama yapıyorsun?” dediklerinde: “Biz onu anlamadığımız için onun da …

Okumaya Devam Et

23.11.2023

Kar yağıyordu. Çocuk elindeki büyük çuvalı sürükleyerek kulübesine gitmeye çalışıyordu. Ayaklarının ve sürüklediği ağır çuvalın karda bıraktığı izleri takip eden bir leopar vardı arkasında. Leoparın karda bıraktığı izler çok hafifti. Çocuk arada bir arkasına bakıp leopara gülümsüyor ve tekrar yoluna devam ediyordu. Çuval gerçekten çok büyüktü. İnce olmasına rağmen dayanıklı bir bezden dokunmuştu. Tıka basa doluydu. Çocuğun beline kadar geliyordu. Çocuk orta boyluydu. Zayıf ve kaslıydı. Kasları sicim gibiydi. Kemikleri dayanıklıydı. Yüzü, elleri, bilekleri ve boynu, yani vücudunun giysilerinin örtemediği kısımları güneşin ve rüzgarın etkisiyle yıpranmıştı. Giysileri hayvan postlarından, eğrilmemiş yünden, işlenmemiş bitki liflerinden ve kemiklerden müteşekkildi. İçinde bulunduğu şartları …

Okumaya Devam Et

08.11.2023

O gecenin böyle sonuçlanacağını hiç kimse bilemezdi elbette. Hoş benden başkasının da bileceği yoktu. Anlatsam bile bana hangi çılgın inanır bilmiyorum ama en azından deniyorum… O gece, oturmuş hayatımın çok sıkıcı olduğumu düşünüyordum. Sınırlanmış olduğumu… Beni arayacağını söyleyen adam aramamıştı. Ondan telefon beklemekten yılmıştım. Bir yandan beni kendisine bağlamak için bana iyi davranıyor, sözler veriyor, diğer yandan da bir paketten yırtılan, havadan hafif bir ambalaj parçasıymışım gibi üfleyerek uzaklaştırmaya bile zahmet etmiyordu. Artık bu durumdan bıkmıştım. Yanımda olduğunda ne kadar güzel zamanlar geçirdiğimizin bir önemi olmadığını anlamak zorundaydım. Bana kimse böyle zamanlar geçirtmiyor olabilirdi ama kimse bu denli önemsiz olduğumu …

Okumaya Devam Et

26.10.2023

İncilerle bezenmiş gümüş bir kupanın içindeki basit görünen ve kokan, yüksek dağlardan gelmiş tertemiz ve tatlı su gibiydi. Onu herkes severdi bir zamanlar. Oysa şimdi… Elini boynundaki gümüş muskaya götürdü. Ne yapacaktı şimdi? “Keşke kötü birisi olsaydım,” diye geçirdi içinden. “Keşke onların yapmış olduğumu söylediği bir tek şeyi olsun yapmış olsaydım gerçekten.” Kime neyi kanıtlayacaktı? İstemiyordu ama. Kimseyle mücadele etmek, kendisini insanlara kanıtlamak istemiyordu. Gidecekti… Sadece oralardan uzaklaşmak istiyordu. Ama bu uzaklaşmanın sadece bir ara olduğunu da biliyordu. Eninde sonunda geri dönmek zorunda kalacağını… Hayat böyleydi çünkü. Aşamadığın bir şeyi daima karşına çıkartırdı. Gözyaşlarındaki tuzu diliyle kontrol ettikten sonra yoluna …

Okumaya Devam Et

27.06.2023

El arabasına bir yığın yeni biçilmiş çim yüklemiş onu bahçenin dışına götürüyor. Yolda en çok sevdiği kedisi çim yığınının tepesine tüneyiveriyor. Gözü kediye takılıyor. Bir isim koymaz kedilerine. Hiç koymadı. İsim koyacak çocuğu da yok. Şu ana kadar hiçbir şeyi koyduğu isimle işaretlemedi büyük ihtimalle. Böyle bir şey yaptıysa bile hiç anımsamıyor. Kediyi sevmediği anlamına gelmiyor bu, çok seviyor. Ona gülümseyip bir elini uzatarak arabaya daldırıp bir çim çekiyor ve kedinin önünde sallayarak dikkatini celp ediyor. Araba duraksıyor. Onun gibi her an bir şey yapan, verimliliğine önem veren birisi için, bu kediyi gerçekten çok sevdiğini kanıtlamış oluyor. Bir süre bu …

Okumaya Devam Et

02.01.2023

“Birinci Bölüm” “İkinci Bölüm” “Üçüncü Bölüm” “Dördüncü Bölüm” Sağ salim işten çıkıp eve geldim. Kasaba gitmeme gerek yoktu, etin bir kısmı kalmıştı. Ben de kendime biraz çorba yapacaktım, bana yeterdi. Eve geldiğimde oradaydı. Beni selamlamış, sonra da mindere geçmişti. Bu kez mutfağa gidip çorba yaparken bacaklarıma sürtünüşünde hiç de bir hayvan tanrının gururlu hâli yokmuş gibi görünse de mesele hiçbir zaman gurur olmamıştı. Zaten bunu yaparken bile son derece gururlu görünüyordu. Sevgisini gösterenlerin o içten yanmalı gururu vardı onda. Neden bilmiyorum ama bu hayvan beni sevmişti. Ben de sevgisiyle kutsanmış, pırıl pırıl parlamış hissediyordum. Bu kez de yemeklerimizi göz göze …

Okumaya Devam Et

29.12.2022

“Birinci Bölüm” “İkinci Bölüm” “Üçüncü Bölüm” Kendim için köftenin kıymasını yoğurup dolaba koydum. Onun etini içine gömdüğüm parazit haplarıyla birlikte hazırlasam da dokunmamıştı. Beni mi bekliyordu? İki saat boyunca onu okşamaktan, kaşımaktan ve yanında bulunmaktan başka hiçbir şey yapmamıştım. Telefonuma bile bakmamıştım. Evde buzdolabının ve onun mırıltısının sesinden başka hiçbir ses yoktu. Hazırladığım kıymayı çıkarıp oracıkta soğanı rendeleyerek tekrar yoğurup şekillendirdikten sonra fırına attım. Patates yapmayacaktım, canım istememişti. Yine birlikte göz göze bakarak yediğimiz yemeğin ardından dokunulmamış tek şey parazit tabletleriydi. Onları alıp yarın arkadaşı vermek için çantama koydum. Yine pijamamı bile giymeden oracıkta uyuyakalmıştım. Yine bebekler gibi uyumuştum. Ve …

Okumaya Devam Et

28.12.2022

“Birinci Bölüm” “İkinci Bölüm” Bir şeye bağlanmanın yan etkisi de buydu. Kedi gibi ne yapacağı kestirilemeyen bir varlığa bağlanmak mantıklı sayılmazdı. Aslında böyle şeyleri düşünmek saçmaydı, biliyordum ama bir şeyleri garantiye almaya çalışmak benim için bir tür ihtiyaçtı. Mutsuz bir insan değildim. Sadece mutlu değildim. Her şeyi ortalarda yaşamak benim için idealdi. İşe vardığımda geç kaldığımı fark eden çaycımız beni şaşırtarak bir şeyimin olup olmadığını sormuş, bana koyu bir kahve getirmişti. Türk kahvesinden pek hoşlanmasam da ikramını zevkle içmiştim. Beni düşünerek verilmiş bir şeydi neticede. Ayrıca sabah espressomu içmeyi de unutmuştum. Tuhaftır, kahve gelene kadar kafein almadığımı bile unutturmuştu bu …

Okumaya Devam Et

27.12.2022

Birinci Bölüm Normalde bu saatlerde çoğunlukla kitap okurdum ama canım istemiyordu. Bana minderinde uzanmış kısık gözleriyle bakan kediye bakmaktan başka bir şey yapmayı arzulamıyordum. Büyüktü, çok büyüktü. Yine de minderin dışına taşmamış, onu tamamen doldurmuştu. Şu basit minder, sanki onun için, pahalı kumaştan yapılma lüks bir yatak gibi görünüyordu. Ona yakışıyordu. Keyfine fazlasıyla düşkün bir hayvan tanrıya benziyordu. Eskiden bir hayvana tapmış olan insanların varlığı hiç de tuhaf gelmiyordu artık. Kendimi büyük bir bilinmez şey tarafından seçilmiş bir insan gibi hissediyordum. Aslına bakılırsa öyleydim. Evet, bir kedi bilinmez bir şey değildi. Ama o, bilinmez sebeplerle beni takip etmiş, benim evime …

Okumaya Devam Et

26.12.2022

Bunaldım. Neden bunaldığımı düşünmeye başlamak bile zor geliyordu, ben de evden çıkıp kendimi yollara vurayım dedim. Bunaldığım her zaman böyle yaparım. Her zaman düşünmek zor gelir çünkü. Düşünemediğimden değil, düşünmek hiç işe yaramadığından. Yollara düşmekten başka yapacak bir şey olmadığından. Yine şehir dışına kadar yürüdüm. Geri dönen bir otobüs olduğundan böyle yaparım, otobüsün geçtiği yere kadar uzun uzun yürür, sonra, akşam olunca da otobüse binip eve giderim. Aslında gece yürümek de hoşuma gider ama bir kadının o saatlerde yürümesi hiç mantıklı değil. Ufak tefeğim ve hiç korkutucu görünmüyorum. İnsanlar bana çok yaklaşmazlar, pek arkadaş canlısı bir insan sayılmam ama gece… …

Okumaya Devam Et