Düşündü. Bu koca dünyada onu anlamak isteyen kimse yoktu. Biraz daha düşündü… Bu koca dünyada anlatmak istediği kimse yoktu. Sonra sordu… Dinlemeyi bu kadar severken neden anlatmayı sevmiyordu? Bir daha sordu… Acaba gerçekten dinlemeyi seviyor muydu? Sevmesi bir işe yarıyor muydu? Karar verdi… Sorun dinlemekte değil, konuşmaktaydı. Konuşmayı sevmiyordu. Konuşmak yerine çoğu zaman yaptığını yapıyor, konuşmasını kaydedip; insanlara dinletiyordu. Evet bir kayıt cihazı yoktu yanında ama… Aynı şeyleri tekrar tekrar söylemek, aslında kaydetmek değil miydi? Düşüncelerini kaydetmek… Bu kez kesin olarak karar verdi… Kaydettiğini fark ettiği an silecekti.