Gümüş kakmalı karyolasında, binanın dışında ölen onlarca askerin varlığını zerre önemsemeksizin mışıl mışıl uyumaktaydı. Uyurken yüzü rahat görünürdü. Ve altı yaşındaki bir çocuk kadar masum… Oysa etrafında olan her ölümün müsebbibi oydu. O bir komutandı. binlerce askerden sorumluydu ama hiç savaşa girmemişti. Yıllardır emir eri dışında hiçbir askerle konuşmamıştı. Baba mesleğiydi askerlik. Hiç sevmemişti bu mesleği. Babasının zorlamasıyla yapmıştı. Onun işi gücü bitkilerdi. Bitkiler hakkında engin bir bilgisi vardı. Tüm boş zamanını bitkilerle geçirirdi yaptığı her hatada insanlar ölürken… Bir gün, tepeden emir geldi. Taarruza hazırlanacaktı. Haber geldiğinde, nadir görülen bir bitkiyle uğraşmaktaydı. Baştan savma bir planla geçiştirip; emirlerin çok …