27.03.2020

Çok çok eski bir çağdan kalma bir binaydı. Tavanı çökmüş, granitten sütunları, merdivenleri ve koltukları kalmıştı. Ve yine granitten yapılmış altı tane kemer… Kapısı da ya sökülmüş, ya da çürümüştü. İşte oraya bir sürü turist gidiyor, koltuklarına bile doğru düzgün oturmadan, merdivenlerinin ancak iki üç basamağına çıkma zahmetinde bulunarak; o canım sütunlarındaki o emek emek işlenmiş oymalara el bile sürmeden ziyaretlerini sonlandırıyordu. Yirmilerinin başlarındaki genç kız ise oranın yaşamasını, amacı dahilinde kullanılmasını düşlüyordu. Bunun için yapmayı planladığı şeyler rüyalarına giriyordu. Bir tür takıntı olmuştu bu bina. Belediyeyle konuşmaya çalışmış, amcasının bir tanıdığıyla bağlantı kurmuştu bunun için. Orada bir arkadaşının tek …

Okumaya Devam Et