07.10.2018

Yıllar önce, neredeyse pancar üstüne yazılmış olduğunu düşündüğüm bir kitap okumuştum. Pan ve pancar, parfümler, krallar ve dahi tanrılar… bir sürü şey vardı kitapta. O kitaptan aklımda pek az şey kaldı belki ama bir şekilde değiştim onu okuduktan sonra. Bir gün, bir zarf içerisinde, masum bir pancarın iş yerimdeki masamın üzerinde belirmesine kadar aklıma bile gelmese de beni değiştirebilmişti kitap bir şekilde. Pancar masumdu belki ama onu koyan? Neden koymuştu bu pancarı masamın üzerine? Zarfa neden bir şey yazmamıştı? Ertesi gün, kokmayan çünkü iyi mumyalanmış bir sincap konduruluvermişti masamın ortasına başka bir pancarla birlikte. Ondan sonraki günse bir keman yayı …

Okumaya Devam Et

26.03.2018

İnce kılıcının ucunu yavaşça eğdi ve etrafı dinledi. Bir neşter kadar keskin ve üç balta kadar dayanıklı bir kılıçtı ama o bu kılıçtan nefret ediyordu. Aslında bütün kılıçlardan nefret ediyordu. Gerçi bir zamanlar kılıç kullanmak onun için bir tutkuydu. Kılıcı en iyi şekilde kullanmak istediği hala bir gerçekti. Kullanmak derken; kılıçla birisini öldürmek ya da yaralamaktan ziyade, karşısındakinin kılıcını kendi kılıcıyla engellemek, karşısındakini yenmekti mesele. Kılıcın keskin olması önemli değildi onun için. Önemli olan tek şey, elindekinin dengesinin iyi olması ve dayanıklılığıydı. Bu kılıç da tam istediği gibi bir kılıçtı ve zaten ona miras olarak kalmıştı. Harika bir kılıç yapımcısı …

Okumaya Devam Et