28.01.2018

Bir telefon kulübesine girdim. Her tarafı açık bu küçük yerde gizlenmeyi umuyordum her nasılsa. Alice gibi yapamayacaktım. Bir tünel yoktu civarda. Narnia’ya giremeyecektim; çünkü bir gardrop da bulunmuyordu etrafımda. Benim de aklıma Harry Potter gelmişti. Bir telefon kulübesinden belki sihir bakanlığına girebilirdim. Belki onlara, o topluma önce ziyaretçi olarak girer, sonra ait oluverirdim. Numaralar neydi? ‘2 4 4 2’ miydi? Unutmuştum. Eğer hatırlasaydım… Belki… Numarayı çevirdiğimde… Alnımı telefona dayadım. Ahizeyi aldım. Artık telefon kartları dijital olmuştu. Kredi kartı gibiydiler anlaşılan. Kart takıyormuş gibi yaptım. Hatta kredi kartlarından bile arama yapılabiliyordu. Kredi kartımı gerçekten taktım ve rastgele bir numara çevirdim. Hiç …

Okumaya Devam Et

14.11.2017

Kim bilir neleri düşüne düşüne yürürken; yanına tuhaf, cılız birisi gelip eline bir zarf tutuşturup kaşla göz arasında istediği kadar harcayabileceğini söyleyerek ortadan kayboluverdi. O da neydi? Neyi harcayacaktı? elindeki zarfa aval aval bakakalmıştı. Birisinin ona sertçe çarpmasıyla yolun ortasında olduğunu hatırladı ve yoluna koyuldu. Zarfı yağmurluğunun cebine koydu. Nasıl olsa evine gidiyordu. Orada iyice bakabilirdi. Evinde yalnız yaşıyordu. Ailesinden yeni ayrılmıştı. Yalnızlığın tadına bakmak için… Evinde ses olsun diye bir hamster besliyordu sadece. Devamlı dönmesini izleyip o çıldırtan çılgın sesi dinlemek ona tuhaf bir mutluluk veriyordu. Evine ulaşıp yemeğini yedikten, ardından kallavi bir kahve yaptıktan sonra zarfa bakabilir hale …

Okumaya Devam Et