12.11.2023

Onlar… Yıldızlara ve aya bakıp dönerek etraflarında ve çevresinde dönerek birbirlerinin, Uluyup ya da haykırıp yıldızlara ve aya ve dönerek onlar gibi boyuna, Nar rengi kanın akmadığı bir oyun oynuyorlardı. *** Cırcır böceklerinin öttüğü bir yaz gecesiydi. Deringece dört ayağı ve gövdesiyle koşuyor, koşuyordu. Peşinde koştuğu bir canlı vardı ama onu yemek niyetiyle koşmuyordu. Tek istediği önüne çıkmaktı. Ondan sonrasına onu yakaladıktan sonra karar verebilirdi… Belki de üzerine çıkar ve biraz tepinirdi. Ya da pençelerinden biriyle tembel tembel tutar ve utkuyla uluyup onu kızdırırdı. Önemli olan o değildi şimdilik. Tek düşündüğü onu tutmaktı. Ve uzun bir sıçrayış… Ve evet! Yakalamıştı …

Okumaya Devam Et

26.02.2019

“Merhaba,” demiştim size. Duyamadınız değil mi sesimi? Tabii duyamazsınız; çünkü bir sesim bile yok benim. … Ama şimdi duyabilirsiniz. Yazdıklarımı okuyabilirsiniz. Çünkü artık bir sesim ve ellerim var. Epey hareketli ve çeşitli organları bulunan bir bedenim var… Daha önce yoktu. Eskiden, küçük bir kurttum sadece. Etli, siyah bir bedenim, küçücük bir uzantım bulunuyordu beyaz renkli ve derimden daha sert ve sivri olan. Oysa şimdi hem bir kurdum; hem de bir insanım. Ben gidersem hiçbir şey yapamayacak olan bir insan bedenini mesken edindim kendime. Aslında bu meskeni inşa ettim desem daha doğru olur. Tek farkla ki, üst üste koyarak değil de; …

Okumaya Devam Et

12.12.2018

Genç kurt, uykusundan o iğrenç horozlu saatin, o iğrenç horoz sesiyle uyandı. Bir kere daha… İçten içe karşılıklı olarak birbirlerinden nefret edip; birbirlerine iyi göründükleri, sevgili düşmanı ve arkadaşı, Yamukpati’nin doğum günü hediyesiydi bu iğrenç saat. Kaç kere parçalamak istemiş, kendisine Yamukpati’nin edeceği alayların acılığını hatırlatarak bundan vazgeçmişti. Yamukpati onun horoz sesinden ne kadar nefret ettiğini biliyordu çünkü. Bunu bilerek yapmıştı. Her sabah karşılaştıkları zaman saati hatırlatmasından da anlayabiliyordu zaten. Güzel bir sesle uyanmakla ilgili her sabah farklı bir nükteyle karşılıyordu onu ve her defasında o yamuk suratında, yamuk bir gülümseme oluyordu. Kendisi de masum değildi. Yamukpati biçimsiz ya da …

Okumaya Devam Et

30.07.2018

Amaçsızca yürürken; elimin üstünde ılık bir nefesin hissiyle irkildim. Kafasını öne eğmiş elimi koklayan bir Sibirya Kurdu’na aitti bu nefes. Başıboş bir kurt… Hem de safkan… Ne köpek ne kurt… Hem köpek hem kurt… Gözlerinin buz mavisi… Ah o mavide kıvılcımlanan hiçbir şeyden etkilenmeyeceğini ilan eden ışıklar… Neden benim elimi koklamıştı ki bu hayvan? Neden bu kadar yaklaşmıştı bana? Yani, şikayet ettiğimden değil de… Belki de… Canım sıkıldığında, bana eşlik etmesini istediğim bir ruhtaş aradığımda bende ortaya çıkan uluma isteğinin kokusunu almıştı. Malum siyasi görüşle hiç alakası olmayan bir kurt sevgisinin kokusunu almış olmalıydı ta içimde. Belki de onun ne …

Okumaya Devam Et