20.03.2024

Bir zamanlar onu çok seviyordum. Yaptığı her harekete bir anlam yüklüyor, onun ruh eşim olduğunu zannedecek basamakları oluşturan merdivene ekliyor, o merdiveni kendi ellerimle inşa ediyordum. Merdiven büyüdükçe yanılgı kulem de büyüyor, diğer kulelerin ya da yüksek binaların aksine o merdiveninden sonra büyüyordu. Sonra… Merdivenin bir basamağı küçüldü. Önce… Önce bu oldu. Sonra diğer basamağı daha da küçüldü. Ta ki düşene kadar. Ben düştüm… Merdiven düştü… Kule düştü ve yok oldu. Merdiveninden önce… Sonra o uzun bir süre boyunca öyle, bir başına, ne yapacağını bilmeyen şaşkaloz bir ergen misali durdu. Yaklaşmak, hamle etmek isteyebileceği hiçbir şey yoktu çünkü. Ve çok …

Okumaya Devam Et

07.02.2019

Bir kulede bir köleydim ben. Merdivenlerini her an çıkmaya devam etsem de bir türlü en üst merdivene ulaşamadığım bir kulede bir köle. Aslında işim merdiven çıkmak değildi sadece. Tepeye doğru merdiven açıyordum. Yani inşa ediyordum. Sonra da; inşa ettiğim merdivenden ilk kendim çıkıyordum. Arkamdan kimse geliyor muydu; gelen kimdi bunları bilmiyordum…

Okumaya Devam Et

03.08.2018

Kendisine ‘hakime’ denmesinden hiç hazzetmeyen, eğer mesleğinden bahsedilecekse ‘yargıç’ tabirini tercih eden kadın, o akşam bir arkadaşının doğum gününe gitmekteydi. Orta halli insanların oturduğu bir muhitteki apartmanın kapısının önünde, haftada bir paketi ancak tüketecek kadar nadir olarak eşliğinden yararlandığı sigara paketini çıkarıp içinden bir dal alarak ağır ağır içti. Aslında oraya gitmek istemiyordu ama eski arkadaşlarıydı hepsi. Gitmezse kendisini bir parça daha yalnızlaştıracak, günbegün semiren yalnızlığı servetine servet katacaktı. Sigarasını bitirip izmariti apartmanın bahçesindeki çöp kutusuna attıktan sonra merdivenlerden bir çırpıda çıktı. Hayatının hiçbir döneminde merdivenlerden yavaş çıkmamıştı. Merdiven tırmanmak başlı başına bir eğlenceydi onun için. Kapının önüne geldiğinde bir …

Okumaya Devam Et