Yerde öylece duruyor. İnanamıyorum… Böyle bir şeyi nasıl atmışlar yolun kenarına? Çocukken benim de bunun gibi oyuncak bir atım vardı. Belki aynı kalıptan çıkmıştır ikisi de… Tüylü bir attı bunun gibi; ama onun kuyruğu kırılmıştı. Nasıl kırılmasın ki, onunla yatar, onunla kalkardım yıllardır. Babam onu yapıştırdığında kahramanım oluvermişti. Yanına yaklaşıyorum. İlk aldığım zamana gidiveriyorum. Bir hediyelik eşya dükkânında görmüştüm. İlk defa bir şeyi bu kadar yoğun olarak arzulamıştım. Alsam mı acaba? Bu yaşta mı? Hemen onu yerden alıp koşmaya başlıyorum. Baştan sona dokunuyorum. Kuyruğunda bir kırıklık var. Sanki sonradan yapıştırılmış. Aynı benimkinde olduğu gibi. Onu başka bir çocuğa bana sormadan …