17.11.2023

Zihnimdeki ilk bilinç kıvılcımı acıyla çaktı. Keşke öylece sönüverseydi. Ama acı ateşi harlatmıştı. Tıpkı yanmaya devam eden bir maytap gibi kıvılcımlar ardı arkasına çakmaya devam etti. Ses güzel değildi, bir maytabın yanması gibi heyecan vermiyordu. Bilakis, korkutuyordu beni. Daha fazla acı çekeceğim anlamına geliyordu çakan her kıvılcım. Bir maytap yanarak biterdi, şanslıydı. Oysa benim bilincimde çakan her kıvılcım onu canlandırıyor, daha fazla acı vadetmekten başka hiçbir anlama gelmiyordu. Çekmeden ölüp kurtulduğumu zannettiğim tüm acıları faiziyle çekiyordum şimdi. Çakan her kıvılcımla hatırlıyordum her şeyi. Isırılarak kopartılmış parmaklarımın acısı, binlerce ayağın altında ezilmiş yüzümün kırıntılaşmış kemiklerinin etimi parçalayıp birbirinden ayrılmayan bir tür …

Okumaya Devam Et

24.03.2023

Banktan kalktım. Bu kez de fark edebildiğim bir varlık uğramamıştı yanıma. Belki birkaç böcek ya da binlerce polen dışında… Arkamda sadece biraz vücut ısısı bırakmıştım. Bir de belki bir tel saç, bir tutam tozlaşmış ölü deri ve banka tutunurken bıraktığım parmak izleri… Bu defa da kimseyle konuşmamıştım. Oysa bu zamanlar benim rastlantıya ayırdığım dakikalardı. “Belki,” dediğim anlar… Gidip okulu temizlemeye devam edecektim. Birkaç arkadaşla ancak bitirebiliyorduk koca binayı. Kimseyle bir sorunum yoktu. İş dışında pek konuşmazdım. Meşgul kalmaya çalışırdım konuşmamak için. “Gel otur azcık,” dediklerinde hep bir yerlerde bir bahane hazır ederdim. Onlar değildi aradığım, biliyordum. Dolayısıyla bir şey aradığımı …

Okumaya Devam Et

30.04.2020

Ayak parmaklarımdan birisi kopmuştu. Bir kazaydı; ama sanki kendi isteğimle olmuş gibi parmağımı bana vermelerini söyleyip onu etlerinden ayırmış, iki boğumun kemiğinden iki zar oymuştum. Altılı, küçük zarlar… Bir karar veremediğimde o zarları atıp çeşitli koşullar belirleyerek; zarlar hangi koşula uyarsa ona göre veriyordum kararımı. Kendi vücudumdan çıkma bir şeye göre… Ama bir gün kaybettim onları. Muhtemelen birisi çaldı benden. Onlara verdiğim değeri bilen birisi… Zaten birisi biliyordu bunu. Bir tek kişi… Kayboldukları gün o da kaybolmuştu çünkü. İşte o günden sonra, hayatımı parmak kemiklerinden yaptığım zarları aramaya vakfettim. Onlar sadece parmak kemiklerim değildi. Onlar irademi oluşturuyordu. Onlara yüklemiştim karar …

Okumaya Devam Et