Kollarını kaldırdı ve ellerindeki pençeleri gösterdi. Sedef beyazlığındaki tırnakları uzun ve narin parmaklarında tuhaf duruyordu. “Gördün mü?” Fısıltısının normalliği korkutuyordu insanı. Öyle pençeleri olan bir şeyin insani bir şey yapmasi doğal olamazdı. Yirmi yıllık dostumdu üstelik. O eller bana kaç defa ihtiyacım olduğunda teselli olmuş, defalarca omur kemiklerimi kırarcasına sırtıma vurmuştu. O ellerle ne güzel yemekler yapardı. Az mı el kızartmaca oynamıştık çocukken… Rüya görmediğimi çoktan test etmiştim. Bu nasıl olabilmişti peki? Kaç yıllık dostuma bunu bile soramıyordum. Ondan ölümüne korkuyor, bir santim bile kıpırdayamıyordum. Şaka falan yapmadığını da biliyordum. Sanki hep bilmiştim pençelerini. “Sen de göstersene?” dediğinde de ağzımı …
Etiket: #rüya
05.06.2023
Düşlerimi gerçekle bağlayarak sal yapmıştım. Hayatın içinde yüzebilmek için bu şarttı. Belki herkes böyle yapıyordu ama kaç kişi bunun ayırdındaydı ki? Ya da gerçekten kaç kişi düşlerini bağlamak için uğraşırdı? Birçoğu da sadece gerçekten oluşan bir sal yapmıştı. Düşlerden oluşan bir sala göre çok daha katı bir sal… Aman… Başkalarından bana neydi ki? O salı yüzdürürken öylece, sakince denizde yüzen birisini gördüm. Uzakta olduğu için sadece yetişkin bir insan olduğunu anlayabilmiştim. Sonra ona doğru çektim kürekleri ve yaklaştığımda onun ölmek üzere olduğunu anlayabildim. Ya da uyuduğunu… Hemen inisiyatif kullanıp su a atlayarak onu salıma çıkarttım. Dilerim emeklerim boşa gitmezdi de …
10.04.2020
Aşağıdaki öykü öykünün ilk bölümü niteliğindedir.