23.12.2017

“Kadere inanır mısınız,” diye sormuştu bir kız çocuğu beni durdurup. “Umursamıyorum,” demiştim bir an bile düşünmeden. “İnanıp inanmamak değil mesele. Umursayıp umursamamak.” Çocuk arkasındaki bıçağı göstererek: “Evet ya da hayır deseydiniz sizi bıçaklayacaktım,” dedi ve o anda dost oluverdik. On iki yaşındaydı söylediğine göre. Bana yüz yirmi yaşındaymış gibi gelirdi sarf ettiği her cümlede. Sokaklarda yaşamasına rağmen kılına bile zarar gelmeyen nadir insanlardan birisiydi. belki de tek insandı. Her şeyden sıyrılmasını bilen biriydi çünkü akıllıydı. O günden aylar sonra, neden beni öyle durdurduğunu sormuştum. “Umursamadığınızı anlamıştım. Tıpkı benim gibi olduğunuza dair bir şeyler vardı hâlinizde,” dedi. Onun gibi olamazdım. Ne …

Okumaya Devam Et

23.11.2017

O masalı dinlediğinde okula yeni başlamıştı. Babası, okula giderlerken anlatmıştı. Anlatmıştı anlatmasına da ne yaparsa yapsın sonunu anımsamıyordu. Masalda anımsadığı çok az şey vardı zaten ama o masalı dinledikten sonra hayatının değiştiği muhakkaktı. Bilinç dışında bir yerlerde hayatı kökten bir şekilde değişmişti. Sonraları babasına çok sormuştu ama hatırlamıyordu adam koskoca masalı. Üstelik belirli, hatırlanması kolay bir zamanda anlatmış olmasına rağmen. Hatta bir ara anlattığına pişman olduğundan mı hatırlamıyormuş gibi yaptığını bile düşünmüştü. Sonuçta bu kadar olağan dışı bir masal herkese anlatılmamalıydı. Hayatımızda nadiren karşılaştığımız büyülü şeylerden biriydi. Hatta bu sanısını o kadar çok ciddiye almıştı ki, kanser olan babasının son …

Okumaya Devam Et