02.07.2023

“O, tam bir kaçaktır sayın yargıç. Sevmeden sevilmenin, vermeden almanın, güldürmeden gülmenin mutlaka bir yolunu bulur. Emek vermeden sahip olur, gözyaşı yahut ter dökmeden kazanır… Kaybetmeyi öğretin ona, lütfen. Size yalvarıyorum! Bir kere olsun kaybetsin bu defa, lütfen!” “Beyefendi, sadece size sorduklarıma cevap verin lütfen.” İç çekti. Belliydi, bu defa da kazanacaktı. Hem de bizzat onun gereksiz duygusallıkları yüzünden. Acaba ölürken bile mutlu, galip ölmenin bir yolunu bulabilir miydi? Belki de muzaffer ölebilmiş tek kişi o olurdu. O bunları düşünürken berikinin kafasından geçenleri bilseydi… Herhâlde şaşırmazdı. Ertesi gün oynayacağı, online satranç turnuvasundaki oyunu… Rakibinin oyunlarını indirmeliydi değil mi? Şu iş …

Okumaya Devam Et

19.06.2020

Yaşlı olsam da sokaklarda yaşayan bir köpeğe göre son derece genç göründüğümü söyleyebilirim. Bunun nedeni biraz kendi seçimlerim, biraz genetik mirasım, biraz da şansım… İnşaatta çalışanların, hamalların ve buna benzeyen teriyle hayatta kalan insanların ellerini yaladığımdan da olabilir. Yapabildiğim kadarıyla kuşları ve sağlıklı hayvanları öldürerek yaşadığımdan da… Biliyorum, şimdi kesin soracaksınız kendi kendinize. El yalamakla, hayvan öldürmekle genç görünmenin nasıl bir ilişkisi var? Tuz dostlarım… Cevap tuz… İnsanlar bizleri akıllarıyla evcilleştirdiklerini zannederler. Onların ellerini yalamamız bir nevi yaltaklanmanın, sevginin gereğidir onlara göre. Bu şekilde inanmak isterler. Oysa asıl sebep tuzdur… Gerçek, sağlıklı tuz… Bizler terlemeyiz. Kendi terimizi yalayamayız böylece. Ya …

Okumaya Devam Et