Başım ağrıyordu! Başım çok ağrıyordu. Normal bir ağrı değildi bu. Haftada mutlaka en az bir kez ağrırdı; ama bu defa… Sanki kafamın içinden bir şey çıkacaktı. O denli ağrıyordu ki, sekiz saatten fazla bilinçsiz bir uykuya geçmişti vücudum. Mecbur kalmıştı. Daha fazla dayanamazdım çünkü. Kendisini geçici olarak bekleme moduna almıştı adeta.
Uyandığımda, ilk kez yüzüstü yatmıştım, ensemin oyuğunda canlı bir şeyin varlığını hissettim. Tuhaftı. Uyuşmuş olan elimi ense çukuruma götürüp ciyaklamakta olan şeyi nazikçe kavrayıp sırtüstü yattım. Elimi açtığımda avcumda küçücük bir insancık gördüm. Bu insancığın bir cinsiyeti yoktu ama kanlı canlıydı. Benim ense kökümden doğmuştu.
İki saat sonra, aniden konuşmaya başlamıştı bile. Kişiliği çok farklıydı. Bir saat sonra tartışmaya başlamıştık…
Hiç kimseyle onunla tartıştığım kadar kıyasıya tartışmamıştım.