Bir zamanlar, okuduğum tek kitabın dünyada en çok okunan kitaplar arasında olduğunu itiraf etmekten utanmadığımı söylesem hakkımda ne düşünürsünüz? O zamanlar öyle bir insandım işte. İşe güce fazlasıyla düşmüş, merak etmeyi unutmuştum. Aslında işimden ve yeme-içme, barınma gibi ihtiyaçlarımdan başka pek az şeyi umursuyordum. Okuduğum kitaptan birkaç ay sonra, biraz da o kitapla ilgili bir sebeple değişmişti hayatım. Tabii tabii… Size kitabın adını yazmayı unuttum değil mi? Martı… Hani şu kısacık, biraz şiirsel, biraz kişisel gelişim kokan kitap var ya… Yazarını unuttum şimdi ama kesin biliyorsunuzdur zaten. İşte bir çöpün kenarında, yaralı bir martı görünce aklıma o kitap, yani Jonatan …
Ay: Eylül 2020
02.09.2020
Çok farklı bir işe imza atmak üzereydi. Birebir ölçülerinde bir heykel yapacaktı. Kendi heykelini… Buraya kadar farklı olan bir şey yoktu tabii. Farklı olan şey heykelin pozisyonuydu. Takla atarken elleri üzerinde durduğu pozisyonda durduracaktı zamanı mermerde. Ve daha da abartıp vücudun sadece serçe parmakları üzerinde durmasını sağlayacaktı . Yapılması imkânsız denecek kadar zor olacağı için mi böyle bir şey yapmak istiyordu? Hayır, yalnızca gerçek hayatta yapamadığı bir şeyi, yapmış olmak, hatta onun da üstüne çıkmak ve çok basit bir şeyi gerçekleştirememiş vücudunun bir şeyleri telafi etmesini sağlamayı arzuluyordu. Telafi etmeye çalıştığını dahi kimse düşünmemeliydi bile. O kadar olağanüstü bir şey …