Kim bilir hangi olay zinciri böyle bir yaşamı seçmeye doğru yöneltmişti?
İnsanları sevmediğini, yalnız kalmak istediğini… düşünmüyordum. Bu klişe olurdu ve o sıradan bir insan değildi. En fazla bıkkın olma olasılığı vardı o kadar; ama bu yararlı bir şeyler görmemekten dolayı oluşan bir tür bıkkınlık olabilirdi. O da bundan sıyrılıp; gerçekten yararlı bir şey yapmak istemişti ve kendisini orada, sahiplendiği, ailesi olarak seçtiği dostlarıyla birlikte bir arazide bulmuştu.
Şehirden de kopmamıştı. Ne de teknolojiden ve işinden. Diğer ailesinden…
Kopmamıştı; ama seçmemişti de.
Seçtiği ve bağlı kaldığı şeyler farklı olmasına rağmen elmayla armudu karıştırmamıştı midesinde bile.
Dikkatimi çeken içindeki şefkatti. Gerisi de boştu zaten.
Kabullenen, seven bir tür şefkate rastlamayalı ne kadar olmuştu?
Kendisinde oluşan o tuhaf şeye, şefkate kaptırmamıştı o. Şefkat duygusuyla sarhoş olup; devamlı istememiş, bunun için kendisini bilmeden bir kısır döngüye kapılmamıştı. Onun şefkati bilinçli olduğundan şefkat duyduğu şey için faydacılık amacı taşıyordu.
Not:
Bu yazı gerçek bir şahıstan bahsetmektedir ve bu siteyi ziyaret eden siz değerli okurlarıma onun Youtube kanalını ziyaret etmenizi ve yaptığı işe destek vermenizi önermek amacıyla yazılmıştır.
https://www.youtube.com/channel/UCO4Ke287_D5mtbhxfMOABuA