Çekmeceden bir çakı çıkardım. Tek uçlu bir çakıydı. Bileklerimi kesecektim onunla. Onu bornozumun cebine koydum. Sonra bir kutu bebe aspirini çıkarttım çekmeceden. Gıcır gıcırdı kutusu. Yeni almıştım. Teker teker çıkarttım kapsülleri. Teker teker, bir buçuk litrelik şişe suda hepsini içtim. Kanım sulanmalı açık havaya daha rahat çıkmalıydı her damla. Bir kısmı pıhtılaşırdı belki ama artık umurumda olmazdı. Ölmüş olacaktım nasılsa. Çakıyı da yeni almıştım. İsveç çakısıydı. Banyoya gittim, yalnızdım. Kapıyı bile kilitlemeye gerek yoktu. Nasılsa gelen kimse olmayacaktı. Bir kedim bile yoktu kanımı yalayacak. Tam o anda kapı çaldı. Zil çalmadı… Biri, zil yokmuşçasına kapıya vuruyordu parmaklarıyla. Parmak tıkırtıları, zilin …