Canı sıkılıyordu. Yapacağı hiçbir şey kalmamıştı sanki oğlu evden gittikten sonra. Nasıl da tüm hayatı o oluvermişti? Buna nasıl izin verebilmişti. Elbette çocuğu için her şeyi yapacaktı ama hayatını boşaltması ikisinin de işine yaramazdı ki… Önce çocukluğundan beri salonun tam ortasında durup duran, Legolardan yapılma kale maketini bozmakla başladı işe. Oğlu on sekiz yaşında olmasına rağmen o kaleye dokundurtmamıştı. Rahatsız oluyordu artık ondan. Gereksizdi varlığı. Hiçbir işe yaramaması bir yana, estetik olarak da çok kaba duruyor, ille de yer kaplıyordu. Kendisine bir dokuma tezgâhı alsa mıydı acaba? Kocası öleli yıllar olmuştu. Artık evde kendisinden başka kimse yoktu. Hem o tezgâh …