Yatağımın altında kolayca sürünebileceğim bir açıklık var. En ucundaysa çekebileceğim bit halka… İşte onu çektiğimde sığ, dikdörtgen bir çukura açılan bir kapağı kaldırmış oluyorum. Tıpkı bir tabut gibi bu kutu. Tek farkla, bu tabut sağlam çelikle güçlendirilmiş, su yerine binlerce yumurtanın akı kullanılmış sağlam betondan. Bu tabutta az beslenmiş gibi görünen, son derece yakışıklı bir adam var, bir delikanlı… Peki onu bu tabuta kapamamın sebebi ne olabilir? Eh, inanmayacağınızı bilsem de söyleyeceğim.: Kendisinin yüzlerce yıl yaşamış bir zombi oluşu… Biliyordum… Bana inanmayacağınızı umuyordum zaten. Umarım inanmamışsınızdır. Aksi takdirde benden korkarsınız, bunu istemem. Benim yaşımı bilmek ister misiniz? Hıh… Nasılsa inanmayacaksınız. …