Atımın üzerindeyim. Sert yelesine yapışmamak için kendimi zor tutsam da dimdik duruyorum. Önümdekiler tırıs gittiğinden o da öyle yapıyor. Oysa bu yaramı azdırıyor. Kim bilir kaç milim açılıyor her sarsıntıda… At ne yapsın, ona kızmıyorum. Oysa bacaklarımın altındaki gövdesinden hissettiği suçluluğu anlıyorum. Ona sempati gösterecek durumda olabilseydim keşke. Belki de öyleyimdir, bunu düşündüğüme göre… Halbuki suçluluk hissetmemesi gereken biri varsa o da kendisi, bunu bildiğine emin olmak için elimi uzatıp boynuna dokunacak ya da onu yatıştırmak için sesime kullanmak için hâlim olabilse keşke. Galiba ölüyorum. Ölmeden önce atımın konforunu düşünmekten daha iyi bir şey bulamıyorum. Bu önemli…