Öylece tesbihimi çekiyordum. Bir şey düşünmeme gerek yoktu. Herkes bir şeyler yaparken sadece tesbihimi şıkırdatma lüksüm vardı ve bunu kullanıyordum.
Hıh!
İnsanlar hep böyle düşünüyordu beni tesbih çekerken gördüklerinde. Ben de kendimi onların yerine koyardım hep. Beni tesbih çekerken gören her insanın yargılayan bakışında yapardım bunu. Bir tür suçluluktu bunun sebebi, insanların bana enjekte ettikleri.
Bilmiyorlardı ki…
Bilmiyorlardı, ellerimdeki boncukların onların ruhları olduğunu. Bilmiyorlardı, onları çekerkenki mutluluğumu,
çıkarırken döktüğüm gözyaşlarını,
yenilerini ipe geçirirkenki her birinde eşitçe yinelenen umudumu.
Ama bir gün, insanların “yaramaz” dediği, bana göre ise fazlasıyla anlayışlı bir çocuk, tesbihin imamesini tek çekişte koparıp tüm boncukları dağıtıverdi.
İp amaçsızdı.
Boncuklar cansızdı.
Bense özgür…