Perdeler kapalı. Yine de pencerenin önünde duruyor. Sadece üzerinde hiçbir şey olmayan perdeye bakıyor. Onun zihninde yeterince şey var, perdenin boşluğu. Karanlığı içini rahatlatıyor bir nebze de olsa. Sonra çok yavaş hareketlerle, iki-üç dakikada perdeyi açıyor. Otuz saniyede açılır oysa. Pencerelerde parmaklıklar var. Dışarıyı parmaklıkların arasından görmek hiç de iç açıcı değil. Yine de hayatını bu pencerenin arkasında geçirmiş o. Öyle yapmaya da devam etmeyi planlıyor.
Korkuyor çünkü.