Yürüyorlar. Birbirlerine kaçamak, çoğu zaman umursamaz bakışlar fırlatarak; çoğunlukla telefonlarıyla ilgilenerek…
Yüzünde çıbanlar olan adam da onlarla birlikte yürüyor. Bense hepsini görüyorum. Adam önüne bakıyor genellikle; ama dükkanlara baktığı da oluyor. İnsanlarla göz teması kurmamaya çalıştığı açıkça anlaşılıyor.
İnsanlar adama iğrenerek, acıyarak bakıyor. Adam biliyor…
Bir lokantada durmaya karar veriyor adam. Bir masaya oturuyor. Ben de arkasındaki masaya oturuyorum. Garson menüyü istemeye istemeye veriyor adama. Gitmesini, def olmasını istediği çok belli. Adam umursamıyor. Garsona bakarak çıbanlarından birini kaşıyor. Garsonun yüzündeki tiksinti çok eğlenceli. Yemek sipariş veriyor… Garson yemeğini resmen önüne atıyor adamın.
Adam afiyetle yiyor. Onlar gözyaşı mı?
Hesabını ödemek için garsonu çağırıyor. Garson geliyor. Bir peçeteyle parayı adamın elinden alıyor. Üstünü vermeyi unutuyor. Adam istemiyor.