Uzak bir yerlere gitmek için çıkmıştı yola. Nereye gideceğini bilmeden… Önemli olan adım atmaktı ona göre. Parası yoktu. Çıkar çıkmaz önüne tuhaf bir köpek gelip durdu. Genetiğiyle oynanmış köpeklerden biriydi. Daha önce görmediği türden bir köpek. Tüyleri kirpi okuna benziyordu hayvancağızın. Kendi kulağını bile kaşıyamazdı ki acıdan. Silkelenemezdi. Çantasından çakısını çıkarıp hayvanın oklarını budamaya karar verdi. Yolu falan unutmuştu bile. hayvan hâlinden memnundu. Ne zaman büyürdü bu oklar acaba? O olmayacaktı ki bu okları teker teker budasın. Saatlerce budadı… Neden sonra, köpek şöyle bir silkelendi. Kulakları o tanıdık lap lap vurma sesini çıkardı. Üşüyordu ama ziyanı yoktu. En azından acı çekmiyordu. Ani bir dürtüyle, çakısının en sivri ucunu köpeğin kulağına sapladı. Ardından, teker teker budadığı okları kendi vücudundaki stratejik noktalara batırdı. Kan devamlı akacak, o yıkılana kadar yürüyecekti.