Uğur böceklerini çok severdi. Avuçlarında dolaşırken bir sinek kadar nazik ama bir sineğin hiç olmayacağı kadar sessizdiler. Çocukken kaza eseri fark etmişti, uğur böcekleri ezildiklerinde harika kokuyordu. O zamanlar yanlış bir şey olduğunu anlayacak kadar empati kuramadığından nerede bir uğur böceği bulsa, ezmiş ve koklamıştı. Büyüdüğünde çok pişman olmuştu ama o kokuyu hep özlemişti. Hep özleyecekti. O gün de bir uğur böceği, etrafında hiç yeşillik olmasa da; elinin üzerine konuvermişti. Yaprak bitleriyle beslenen bu hayvan beton yığınında ne yapmaktaydı acaba? İlk önce bunu merak etmişti. Yaprak bitleriyle beslendiklerini nereden bildiğini bilmiyordu; ama çam balının da böyle olduğunu okumuş ve uğur …