09.03.2019

Trende yolculuk yapmayı çok severdi. Raylardan geçerken oluşan tıkırtı ve çatırtıları zihninde düzenleyip yepyeni ritimler oluşturmayı, koskoca bir hoparlörün içindeki küçücük bir denizanası gibi titreştiği yanılgısıyla eğlenmeyi, vagon aralarında cirit atmayı, tuvalete girmeyi, tatsız tuzsuz da olsa o yemeklerden yiyip içeceklerden içmeyi… ama ille de; getirdiği hurmayı yiyip çekirdeklerini camdan atmayı… İşte o zaman, her defasında, binbir gece masallarındaki bir masalı anımsardı. Masalda da atmıştı bir adam hurma çekirdeklerini. Öfkeli, acılı bir cin çıkmıştı topraktan ve haykırmıştı adama: “Sen! Öylesine attığın bir hurma çekirdeği oğlumu öldürdü… Cana can! Ben de seni öldüreceğim! Ölümlerden ölüm beğen!” İşte, o da bir cinin …

Okumaya Devam Et