Masa başında çalışırken o da yerleri süpürüyordu. İnsan utanıyordu oturmaya ama yapılacak bir şey yoktu. Yardım etsem tuhaf kaçardı. Yerimden ayrılsam olmazdı çünkü burası benim masamdı. Ayrıca bu işin akşama kadar bitmesi gerekiyordu. Raporlar işte. İyi bir şirkette çok uğraştırsa da işe yarayacağını bildiğin gam yemeden uğraşsan da bu şirket gibi yerlerde kimsenin umurunda olmadığı için hiçbir işe yaramayan, kazara bakılır da işim tehlikeye girebilir diye boşu boşuna uğraştığım kâğıt yığınları… Ve telefon çalıyor. İhsan arıyor, açıyorum. Teklifsizce giriyor konuya. “Akşam gelecek misiniz yemeğe?” “Tabii geleceğiz de sen neden böyle sıkboğaz ediyorsun adamı arkadaş?” “Durumu Şermin’e anlattınız mı peki?” “Anlatmayın …