24.01.2020

Hediye paketini aldığında içi ürpermişti. Ona bir hediye almışlardı birleşerek. Bu demek oluyordu ki, aralarına kabul etmişlerdi onu. Harikaydı! Paketi açtığında, odada yalnız kaldığında yaptığı bir şeyin fotoğrafını gördü. Utanç verici bir şeyin… Çerçeveletilmişti hem de. Büyütülmüştü… Şaşırmıştı. Çocuk muydu bu insanlar? Neden onu burnunun içini kaşırken fotoğraflamışlardı? Evet, fotoğrafta burnunu karıştırıyormuş gibi görünüyordu; ama bu her ne kadar utanç verici de olsa; kime neydi ki? Bunun için neden bu kadar emek harcamışlardı. Bir de fotoshop ile sümük rengi bir yazıyla burnunun etrafına: “Aramıza hoş geldin,” yazmışlardı. Sonra, herkes kendi “Hoş geldin” fotoğrafını göstermişti ona gülerek. Anlam verememiş olsa da …

Okumaya Devam Et

17.06.2018

Nereye ait olduğunu bilemeyen binlerce insandan biriydi. En azından o bir yere ya da bir şeye ait olmadığını algılayabilmekteydi. Algılıyordu algılamasına da bunu engelleyebilmek için ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Yine de bir şeyi değiştirmek için onu önce anlaması gerektiğini öğrenmişti. Evet, onu her yönüyle anlamaya, analiz etmeye çalışmalıydı. Ancak ondan sonra değiştirmenin bir yolunu bulabilirdi. onlarca yıldan sonra, bir şeye ait olmanın bir yanılgıdan ibaret olduğunu keşfetti. Hülasa, sorunu dahi yapma bir sorundu. Yaratılmıştı. Böyle bir sorunun olması bile anlamsızdı. Hatta bu sorunu üretmiş olmak bile… O bir şeye ait olmak için uğraşanlar grubuna bile ait olsa, bir şeye ait …

Okumaya Devam Et