Birisini çok seversem, hakkında çok fazla düşünürsem üzerime hemen onun kokusu siniverir. Daha doğrusu, beynim ter bezlerime, koku yapan tüm hücrelerime emredip onun kokusuna büründürür beni. Bereket ki bu çok fazla olmaz. Yani birisini bu denli düşündüğüm, ona bürünmek istediğim son derece nadirdir. Yakın zamanda kokusuna büründüğüm kişi bir çocuktu. Ergenliğe girmemiş, tuhaf bir çocuk. Yine vücudumda o ham kokuyu almak harika bir değişiklikti. Koşup oynadığında dahi kötü kokamayan, sadece hafif ekşimsi kokmayı becerebilen biri olmuştum tekrar. Ekşi bile denemezdi bu kokuya. Sanki insanın ilk hali olmanın getirdiği, yaşamın kıyısında ya da girişinde olmanın kokmamışlığı, ekşi bile olamamışlığıydı bu. Önce …