07.01.2019

Saçma bir reklam vardı bir zamanlar… Hangi ürünün reklamını yapmaya çalıştıklarını anımsamasam da; reklamın şarkısının ilk iki dizesi, o adamı anlatmam için biçilmiş kaftandı. “bir adam vardı, Canı sıkılan…” İşte o canı sıkılan bir adamdı. Muhtemelen reklamın anlatmaya çalıştığı cinsten bir can sıkıntısı değildi bu. Canının sıkılması bir tür diyalektiği başlatıyordu. Can sıkıntısı, bundan kurtulmak üzere bir çözüm arayışı… veeee! Çözüm! Normal boyutlarda bir evi, devasa bir atölyesi vardı. Bunu söylemek çok banal gelecek; ama bunu sıfırdan yaratmıştı. Aslında sıfırdan değil… “Sıfırdan yaratmak” tabiri her ne kadar kulağa hoş gelse de durum hiç öyle olmamıştır elbette. Onun da bitmez tükenmez …

Okumaya Devam Et