13.02.2024

“Asıl dünyayı kirleten ne biliyor musun?” Bunu soran… Bunu soran… son birkaç yıldır bir an dahi ayık göremediğim kardeşimdi. Ondan utanıyordum ve bunu belki de ancak şimdi itiraf edebiliyorum. Şimdi, yani o öldükten birkaç gün sonra. Bu soruyu sorduktan sonra karşılık vermemi beklemeden söyleyeceğini söylemişti rahmetli kardeşim. Varlığımın farkında olup olmadığına emin olamayacağım kadar kendisinde değildi. Belki de kendisindeydi, emin olamıyordum ki… “Kendilerini sevmeyen insanlar. Hayır hayır… Kendilerini sevmeyen bilinçli canlılar desem daha doğru olur. Ve ben de onlardan biriyim.” Susmuş, sonra da; “Ölmem gerek!” demişti inleyerek. Birkaç gün sonra da sessiz sedasız ölüvermişti. Ya ben?

Okumaya Devam Et

16.06.2023

Tam dört kardeşi olsa da o bir başınaydı. Beş çocuğun üçüncüsüydü. Kardeşlerine bakmış, evin işlerine katılmıştı. Yine de bir başınaydı. Onlarla koyun koyuna yattığında da öyleydi, kardeşlerinin bezlerini değiştirip onları uyuttuğu zamanlarda da… Bir gün, okulu bittikten sonra, öylece gitti. Eşyalarını bile almamıştı. Zaten özel eşyaları bile yoktu ki. Dişlerini fırçalamazdı. Kendisinden büyüklerin kıyafetlerini giyerdi. Öylece gittiğinde kimse eksiklenmemiş, sadece evden o eksilmişti.

Okumaya Devam Et